2019 Ağustos ayında yapılan 5. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerine oturan aynı yetkili sendika , üzerine adeta yapışan bu “ 3.5” söyleminin baskısıyla toplu sözleşmede mutabakata imza atmama stratejisiyle masaya oturdu. Hem böylece “biz mutabakat metni imzalamadık” diyerek imza sorumluluğundan kurtulmuş olacaklardı. Hem de yapısı itibarıyla hükümet tarafını temsil edenlerin çoğunlukta olduğu Kamu Görevlileri Hakem Heyetine işi havale edip hükümetin teklifi çerçevesinde bir artışa dolaylı olarak rıza göstermiş olacaklardı.
Nitekim bu durumu Memur Sen genel Başkanı Danışmanı olan Tarkan Zengin, daha toplu sözleşme görüşmeleri yeni başlamışken,11 Ağustos 2019 tarihli Star gazetesine( https://www.star.com.tr/acik-gorus/kamu-toplu-sozlesmelerinden-emekciye-ne-cikacak-haber-1473440/ ) yaptığı açıklamada,“ Bu yıl toplu sözleşmenin masada bitmeyeceğini ve Kamu Görevlileri Hakem Heyetine gideceğini öngörüyorum” diyerek, masada pazarlık ve imza atmayarak sorumluluktan sıyrılma ve sorumluluğu Kamu Görevlileri Hakem Heyetine yıkma stratejisini açık etmişti.
Zaten şimdilerde “ biz imza atmadık ki” diyorlar ya. Bu sorumluluktan sıyrılma kurnazlığıdır.
Masada, işveren tarafı ile kıyasıya pazarlığa ve eylemlilik gücü noktasında diğer konfederasyonlarla ortak eylem iradesine kapıyı kapatıp, “Masada diğer konfederasyonların ne işi var” deyip diğer konfederasyonlarla uğraşanların, bu şark kurnazlığı taktiğini kimse yememiştir.
O zaman da söyledik, toplu sözleşme masasındaki tiyatro değişmedi. Sadece 5. Dönem toplu sözleşmelerde bu tiyatronun yeni bir versiyonuna geçildi ve o sergilendi.
İmza attılar, memura kaybettirdiler,
Yapısı belli Kamu Görevlileri Hakem Heyetine havale ettiler yine memura kaybettirdiler.
Varlığını işverenin desteğine bağlayan bu yapıyla memurun kazanması da mümkün değildir.
Versiyon değişse de tiyatro oynanmaya devam edecektir.
Kamu görevlilerinin artık bunu görmesi gerekiyor.
Mehmet Yaşar Şahindoğan
Türk Eğitim Sen Genel Başkan Yardımcısı