Öğretmen atamaları ve öğretmen atamalarında uygulanacak olan mülakat son günlerin en popüler konularından biri haline geldi. Hal böyle olunca konuya ilgi de arttı. Popüler bir konu olması nedeniyle gazetecilerin de mülakatla ilgili açıklamaları gelmeye başladı. Öğretmen atamalarında mülakatı savunan bir köşe yazısı kaleme alan nagehan alçı, bakan Yusuf Tekin gibi öğretmenlerin mülakatla Göreve alınması gerektiğini belirtti.

Milli eğitim Bakanı Yusuf Tekin öğretmenlerin ve sendikaların itirazlarına karşın öğretmen atamalarına mülakatı ısrarla savunmaya devam ediyordu. Bakan Tekin'e paralel bir açıklamada Nagihan alçıdan geldi.

İşte Habertürk'teki Köşesinde öğretmen Atamalarında mülakatı savunan Nagihan Avcı'nın o yazısı

Eğitimde müfredat değişikliği yapılacağı açıklandığından beri tartışmalar bitmiyor.

Yeni zamla birlikte ek ders ücretleri 108 TL bandına çıkıyor Yeni zamla birlikte ek ders ücretleri 108 TL bandına çıkıyor

Öğretmen atamalarında mülakatın kaldırılıp kaldırılmayacağından, matematikte integralin müfredattan çıkarılmasına, din derslerinin ağırlığının artırılmasından siyasetin sloganlarının eğitime girmesine kadar bir çok başlıkta eleştiriler var.

Bir kesim yeterince Atatürk yok, Cumhuriyet ilkelerinden uzaklaşılıyor diyor, diğer bir kesim değerlerimizle ilgili vurguların yanlış yapıldığını söylüyor.

Kendimi bildim bileli bu ülkede eğitimde sürekli bir değişim vaadi var, sürekli yeni bir dönemden bahsediliyor ve maalesef çocuklarımız için ideolojik yaklaşımdan arınmış bir sistem üzerine bir türlü tartışamıyoruz.

Bu konunun ciddi şekilde ele alınması ve demokratik bir şekilde tartışılması içerik tartışmalarından bağımsız olarak tek başına önemli bence.


Ben son yapılan değişikliklerde bazı olumlu eklemeler görmekle birlikte, "Türkiye Yüzyılı" gibi siyasi söylemlerin eğitim kitaplarına girmesini son derece yanlış buluyorum.

Umarım bu tartışmalar ve itirazlar sonucu ortaya ortak aklın hakim olduğu bir metin çıkar.

Bakalım hep birlikte göreceğiz...

Öte yandan öğretmenlerle ilgili mülakat konusunun da bağlamından koparıldığını düşünüyorum.

Öğretmenlik gibi hitabın ön planda olduğu bir meslekte elbette mülakat olmalı, konuşma becerisi sınırlı olan bir öğretmenin kağıt üzerindeki başarısının ne önemi var?

Burada önemli olan mülakatın objektif kriterlerle değerlendirilip, denetlenebilmesi.

Yanlış olan mülakat değil mülakatın torpilin diğer ismi haline gelmesini sağlayan ‘adam kayırma’ mantığının yerleşmesi.