Eğer bu soruların cevabı “EVET” ise 5 Aralık Kadın Hakları Günü’nü kutlayalım. Eğer “HAYIR” ise 5 Aralık için kendinize bir başka etkinlik bulmalısınız. İçi doldurulmamış, göstermelik gündemlerle kadınları önemsiyor “MIŞ” gibi yapmak incitici oluyor.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’mizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk 5 Aralık 1934’te Seçim Kanunu’nda değişiklik yapılmasına çaba harcayarak kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmasını sağladı. 87 yıl önce yürürlüğe giren bu kanun ile birlikte Türkiye; Fransa, İtalya, Belçika ve İsviçre gibi ülkelerden önce kadınlara bu demokratik hakkı tanıyan ülke oldu.
Ancak günümüzde 87 yılda ne kadar yol aldığımız tartışılır. TBMM’ deki kadın milletvekili sayısı, siyasi partilerin yönetim kadrosundaki kadın sayısı, sivil toplum kuruluşlarının, derneklerin yönetim kadrosundaki kadın sayısı kanunlarla tanınan hakların kadınlara gerçek anlamda ne kadarının verildiğini ortaya koyuyor. Nüfusun yarısının kadın olduğu bir ülkenin Meclisi’nde, çalışanların yarısının kadın olduğu devlet kurumlarında, üyelerinin yarısının kadın olduğu Sivil Toplum Kuruluşları’nda, seçmenin yarısının kadın olduğu partilerde erkek egemen tablo ne yazık ki ortada. Kadının adı var, kadın yok! Kadın Komisyonları adı altında fon olarak kullanılan kadınlar var! Partilerin, STK’ların başarılı üreten kadınları baskıladığı, ötelediği, dışladığı bir düzende 5 Aralık Kadınlar Günü kutlaması oldukça düşündürücü. 5 Aralık günü fotoğraflarla, afişlerle, mesajlarla kadın hakları verilmiş olmuyor, yasaların belirttiği şartlar yerine getirildiğinde, kadına hakkı teslim edilmiş olur ve kadına değeri verilmiştir demektir. Yasalarla kadınların can güvenliği sağlandığında, kadına tecavüzü ve kadına şiddeti önleyen tedbirler alındığında, başarılı ve üreten kadınların önü kesilmeyip fırsat eşitliği tanınarak yolları açıldığında 5 Aralık Kadın Hakları Günü anlamlı olacaktır. 5 Aralık Kadınlar Günü kutlamasının içi doldurulacaktır. Sözde kalmayacaktır.
Günümüz koşulları biz kadınları incitse de 87 yıl önce bugün biz kadınlara değerli olduğumuzu hissettiren, kanunlar önünde eşitliğimizi kabul ettiren Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'e sonsuz teşekkürlerimi ve şükranlarımı sunuyorum.
KADRİYE DEMİREL-Eğitimci Yazar