Milli Eğitim Bakanı 5 yaş erken çocukluk eğitiminin zorunlu olacağını,bunu tam olarak gerçekleştirmek için 3 yıl beklememiz gerektiğini Plan Bütçe Komisyonunda yaptığı sunuş konuşmasında açıkladı.Sunuş konuşmasının ilgili bölümünde Sayın Bakan,”Okulöncesi eğitimin 5 yaşta net okullaşma oranı yüzde 66,88’e ulaşmıştır.Bir önceki yıla göre artış oranı yüzde 8,09 olmuştur.4-5 yaşta okullaşma ornı ise yüzde 50,42’dir.Bakanlık olarak hedefimiz 3 yıl içerisinde 5 yaş erken çocukluk eğitiminin zorunlu hale getirilmesidir.Bakanlık olarak, şartları elverişsiz hanelerdeki çocukların erken çocukluk eğitiminde araç gereç ihtitacı karşılanacaktır.Toplum temelli erken çocukluk hizmetinin yayılması bağlamında merkezler, atölyeler ve gezici otobüs sınıfları devreye sokulacaktır.”
Milli Eğitim Bakan bu konu ile ilgili TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yaptığı sunuş konuşmasında devamında “Bu alanda ortaya çıkacak derslik ve öğretmen ihtiyacının ancak 3 yılda kapatılabileceğinin”gerekçesini ileri sürmektedir. Açıklamalardan da anlaşılacağı gibi erken çocukluk eğitiminin 5 yaşta zorunlu olmasında hedef zaman süresi 3 yıldır.Şimdi soruyoruz neden üç yıl bekleyelim? Bu konuda hızla hareket etmenizi engelleyen bilimsel,sosyal ya da ekonomik bir neden mi var? DİB’e bağlı kuran kurslarına(sibyan mekteplerine) devam eden 4-6 yaş gurubunda ki 150 bin çocukta mı bu oranların içinde? Bu sürecin çalışmaları sürerken Diyanet İşleri Başkanının ilahiyat fakültelerinde okulöncesi öğretmenlik programı açılmasına yönelik isteğini nasıl okumalıyız? Benzer soruları uzatabiliriz.Ancak buna gerek olmadığını düşünüyorum.Bu yaş grubunda bulunan bütün çocukların erken çocukluk eğitimine erişebilmesi için iki konuda adım atmak yeterli olacaktır.
Atılacak adımlardan birincisi DİB bünyesinde bulunan kuran kurslarına (sibyan mektebi) giden çocukların devletin okullarına aktarılması.İkincisi özellikle büyükşehirlerde ve yoğun göç alan il merkezlerinde bu eğitime devam eden çocuklardan alınan aidatın kalrırılması. Her iki konuda zaman kaybetmeden atılacak somut adımların ardından gelecek yılda 5 yaşta erken çocukluk eğiitimini zorunlu yapmanın ve bütün çocukları okul ortamına kavuşturmanın önünde bir engel kalmayacaktır. Kaldı ki bu kararı vermek ve harekete geçmek aynı zamanda hakkaniyet ve adalet ilkesini bu alanda yaşama geçirmek,devletin yurttaşlarına karşı olan sorumluluklarını yerine getirmek anlamına gelecektir.
Kalan yüzde 33’ü okullaştırmak için 3 yıl beklemek bu çocukların aleyhine oluşacak sonuçlar doğuracaktır. Yüzde 33, 412 bin çocuk anlamına gelmektedir.412 bin çocuk için yaklaşık 20 bin öğretmen ile 20 bin dersliğe ihtiyaç duyulacaktır.Bu ihtiyaç ve açıkların 1 yıl içinde kapatılması mümkündür. Hem öğretmen hem de derslik ihtiyacını karşılamaya yönelik,
-eğitimin başka alanlarına ayrılan kaynakların bu alana aktarılması,
-yapılacak öğretmen atamalarında kontenjanların büyük bölümünün okulöncesi öğretmenlik bölüm mezunlarına ayrılması,
-yönetmeliğin geçici olarak değiştirilerek bu geçiş süreci boyunca sınıf mevcutlarının 20’den 22’ye çıkarılması,
-kontenjanları az olan okullar birleştirilerek boş kalan okulların bağımsız okulöncesi eğitim kurumuna dönüştürülmesi,
-yerel yönetimlerin bu alanda yatırım yapmasının teşvik edilmesine, yönelik çözümler uygulamaya konulduğunda açıkların 1 yıl içinde kapatılmaması için bir neden kalmayacaktır.
Erken çocukluk eğitim dönemi çocuklarda,merak etme,gözlem yapma,soru sorma,öz güvenin,zihinsel ve duygusal serüvenin gelişme,BEN’den BİZ’I keşfetme dönemidir.O nedenle 5 yaş grubu çocukların tamamına okul ortamlarında alanında uzman kişilerce erken çocukluk eğitimi verilmelidir. Ebeveynlerin çok büyük bir bölümü, okulöncesi eğitimin gerekliliğine ve çocuğa sağladığı yararlara bugün geçmişten daha fazla inanmakta, olumlu bakmaktadır. Okulöncesi eğitim konusunda toplumda her geçen gün yerleşik hal alan bir bilinç dönüşümü yaşanmaktadır.Orta altı ve en alt gelir gruplarında yer alan toplumun negatif görünümde olan sosyo ekonomik durumu çocukları için düşündükleri bu pozitif eyleme katılımayı engellemektedir. Erken çocukluk eğitimi almadan ilkokula başlayan çocuklar kanat gelişimi tamamlanmadan uçmaya çalışan kuşlara benzemektedir.İlkokula başladıklarında erken çocukluk eğitimi alan yaşıtlarından eğitim etkinliklerine daha geç katılmaktadırlar.
Sonuç olarak,Kamual bakış açısı ile oluşturulacak politika, geniş tabanlı işbirliği,sorunları daha profesyonelce ele alma,amaçlar etrafında bileşenleri ortaklaştırma,alana ilişkin kısa ve orta zaman hedef odaklı strateji,sürekliliği olan uzun vadeli program uygulanması ve öğretmenlere güven duymak itimat etmek bu sorunu bir yıl içerisinde ülkenin eğitim sisteminin gündemi olmaktan çıkaracaktır.Yukarıda sıraladığımız gerekçelerden hareketle bütün 5 yaş çocukları için 3 yıl beklemek çok geç, hemen şimdi diyoruz.
aladdin diçer/eğitimci/15.11.2015