1-Planlama sorunu yaşadık. Uzaktan Eğitimde Milli Eğitim Bakanlığının belirlediği üç alan vardı. Eba TV, eba. Gov.tr. ve Canlı Dersler. 23 Mart 2020’de ilk kez Uzaktan Eğitime geçilmesiyle başlayan süreçte MEB hızlı bir şekilde EBA TV’ yi kurmuş ve ulaşılabilirlik bakımından en çok tercih edilen alan olmuştu. Çünkü ülkemizin her yerinde TV alt yapılarının ve her evde televizyonun bulunması hasebiyle EBA TV amaca hizmet etmiş, büyük katkı sunmuştu. Ancak Uzaktan Eğitimin 2020-2021 1. Döneminde MEB tüm öğretmenlerden, üzerinde bulunan ders yükünün tamamını canlı ders olarak yerine getirmesini istedi.. Uzaktan Eğitimin tüm ağırlığı Canlı Desrlere verilerek Eba TV ve internet üzerindeki Eba Plartformu yok sayıldı. Çünkü ders saatlerinin tamamı Canlı Dersler üzerinde hesaplandı. Tüm eğitim kademelerinde haftalık ders saatlerinin toplamı Canlı Derslere ayrıldı. Bunun neticesinde Eba TV’ deki dersler de hükümsüzleşti. Bu uygulamadan dolayı EBA TV işlevsiz hale geldi... Çünkü 23 Mart 2020 tarihinde uygulama başlar başlamaz sosyal medya üzerinde “Milli Eğitim Bakanlığı’nın başlatmış olduğu Uzaktan Eğitim Programında hangi uygulamayı tercih ettiniz?” sorusunu yöneltiğim 4258 kişinin katılım sağladığı ankette 3395 kişi EBA TV, 310 kişi eba.gov.tr, 505 kişi hepsi, 48 kişi hiçbiri şıkkını tercih ettimişken, bu dönem sonunda yönenelltiğim “Uzaktan Eğitimde 2020-2021 Eğitim Öğretim Yılı 1.Dönem) aşağıdakilerden ençok hangisinden faydalandınız? “ anket sorusuna 24 saat içinde katılan 1250 kişiden 892 kişi Canlı Ders, 244 kişi Whatsapp, 83 kişi Eba Tv, 28 kişi eba.gov.tr, 3 kişi Hiçbiri demiş. Burdan da anlaşılacağı gibi EBA TV’ den bir uzaklaşma olmuş. İnternet üzerindeki eba.gov.tr. de ise depolanmış çalışmaları bulundurmak açısından güzel olmasıyla birlikte içeriklerdeki eksiklikler, internet ve bilgisayar yoksunluğu gibi nedenlerle yine kullanım açısından problemler yaşandı.
2-İnternet ve teknolojik araçların yoksunluğunu yaşadık. Öğretmenler, öğrenciler ve veliler olarak bu konuda çaresiz kaldık. İnternet alt yapısının olmadığı yerler vardı, ekonomik yetersizlikten dolay internet hizmeti alamayanlar vardı, artan dövizler karşısında fiyatları uçuşa geçmiş bilgisayarları, telefonları, tabletleri temin edemeyenler vardı. Okula giden birden çok çocuğu olan aileler vardı. İşte bu yüzden öğretmenler her ne kadar haftalık ders programındaki ders yükünün tamamını canlı ders üzerinde yapsa da tüm hedef kitleye ulaşamadı, tüm öğrenciler için eğitimde fırsat eşitliği sağlanamadı.
3- Yönetim Sorunu Yaşadık. Merkez Teşkilatından başlayarak Uzaktan Eğitime yabancı olma, hazır olmama durumumuz kendini belli etti. Taşra Teşkitatlarındaki yönetim kadroları yabancı oldukları bu sistemde zorlandılar. Süreci yönetme konusunda çelişkiler yaşadılar. En başta Yüz Yüze Eğitim Kanun Ve Yönetmelikleri ile Uzaktan Eğitim yürütülmeye çalışıldı.Hal hazırdaki kanun ve yönetmelikler Uzaktan Eğitimin ihtiyaçlarını karşılamadı, sorunları çözmekte yetersiz kaldı.Uzaktan Eğitim Sistemine uygun olmayan yönetmelikler yüzünden eğitim çalışanları özlük haklarında ve mali anlamda kayıplar yaşadı. Eğitimciler ve yöneticiler bu kayıplar yüzünden karşı karşıya getirildi. Uzaktan Eğitim Yönetmeliği olmadığı için MEB ortaya çıkan sorunlara anlık çözümler getiren resmi yazılarla çözüm üretmeye çalıştı. Öyle durumlar yaşandı ki aynı sorunla ilgili resmi yazı daha kurumlara yeni ulaşmışken bir yenisi ile değiştirildi, önceki hükümsüz oldu. MEB’ in bir yazısında ilkokul öğrencileri için günlük 4 saatten fazla Canlı dersin pedogojik gelişime aykırı olduğunu yazarken bir sonrakinde 6 saat Canlı Ders çocuk pedogojisine uygun bulundu. MEB’ in gönderdiği resmi yazılardaki belirsizlik de başlı başına ayrı bir sorun oldu. MEB’in Taşra Teşkilatlarına gönderdiği resmi yazıları anlamak ve uygulamak belirsizliği çözmek de yöneticiler oldukça zorlandı.Nerdeyse her ilde, her ilçede hatta her okulda farklı uygulamalara sebep oldu bu durum. Eğitimde birliğin sağlanması ilkesi ile ters düştü.
4-Uygulama Sorunu Yaşadık. Ne yöneticiler ne de öğretmenler teknolojik bakımdan Uzaktan Eğitimin ihtiyaçlarına göre eğitimden geçirilmedi.Teknolojik donanım konusunda eksik kaldı. Zoom, geogle Meet vs. Web. 2 araçları kullanım konusunda desteklenmedi. Veli ve öğrenciler de aynı sorunu yaşadı. Öğretmenler sosyal medyadaki eğitim gruplarında veya youtube üzerinden birbirinden destek alarak teknolojik sorunu çözmeye çalıştı. Ve her öğretmen bir teknoloji uzmanı görevi üstlenerek evdeki velisine, öğrencisine destek olmaya çalıştı, Çünkü birçok ailenin mali imkanlarının yanı sıra eğitim ve kültür seviyesindeki yetersizlik de Uzaktan Eğitimde karşılaşılan büyük bir sorun oldu. Gerek maddi yetersizlikler gerekse bilinçsizlik nedeniyle evlerde uzaktan eğitim için uygun öğrenme ortamı oluşturulamaması da en büyük sorunlardan biri oldu. Aynı oda içinde, mutfakta veya farklı sınıfta olan kardeşle ya da aile bireyleri ders yapmaya hiç de uygun olmayan gürültülü dikkat dağıtan ortamlarda uzaktan eğitim sürdürüldü. Uygun olmayan öğrenme ortamları canlı derslerde sınıf yönetimi sorununu da getirdi.Çünkü bir çok uyarıcının ve ailenin bulunduğu öğrenme ortamında öğrencide dikkatini toparlayamama sorunu arttı. Yüz yüze eğitimde de sorun olarak karşımıza çıkan motivasyon eksikliği daha da büyüdü. Canlı dersler sınıf yönetimini zorlaştırdı.
5- Uzaktan Eğitim değil, Uzaktan Öğretim Yaptık. Süreç ne yazık ki akademik bilgi yüklemek üzere şekillendi. Bilgi yüklemek, test çözmek, sınava hazırlanmak şeklinde süreç devam etti.
6- Sosyal ve Duygusal Destek Sorunu Yaşadık. Öğrenciler ve öğretmenler sosyal çevrelerinden koptular. Kapalı ortamlarda dört duvar arasında öğrenme- öğretme aktivitesi için günde en az 6 saat canlı dersle ekran karşısına kilitlendiler. Bedensel sağlığımız bir yana ruhsal sağlığımızı da olumsuz etkiledi elbette. Veliler, uzaktan eğitimde çocuğunun gerekli ihtiyaçlarını karşılayamadığı için duygusal çöküntüler yaşadı. Öğrenciler ve öğretmenler çeşitli etkenlerin sebep olduğu başarısızlık kaygısı ile mücadele etti. Tüm bunlar eğitimin paydaşlarında yetememe kaygısını artırdı. Sosyal ve duygusal anlamda destek ihtiyacı doğurdu. Özellikle öğretmenler adeta bir robot gibi düşünüldü. Öğretmenin de bir birey olduğu, onunda ailesi olduğu, bir sosyal yaşantısı olduğu, duyguları, üzüntüleri, sorunları olduğu gözardı edildi. Her an yöneticilerin vereceği görevlere hazır olması istendi. Öğretmenliğin yanı sıra kamuda hangi alanda ihtiyaç görüldüyse öğretmene orada görev tanımlandı. Öğretmenlere görevleri süresince, ek iş yapmaları kanun gereği yasak, olmasına rağmen “ek iş” görevi verildi. Diğer kamu kurumlarında esnek çalışma saatleri uygulanırken, öğretmenler asli görevlerinin yanı sıra ek görevlerle öğretmenlik mesleğini de icra etmesine rağmen “Yatarak Maaş Alan Meslek ” olarak yıpratıldı. İtibarsızlaştırıldı.. Haksız ithamlara maruz kaldı.. Öğretmenlik mesleği üzerinde yapılan bu algı da fedakarlık beklentisi kılıfıyla yürütüldü. Uzaktan Eğitim sürecinde sosyal ve ruhsal destek verilmesi gerekirken ne yazık ki öğretmenler daha çok yıpratıldı..
7-Ölçme- Değerlendirme Sorunu Yaşadık.Öğretmenler olarak öğrencilerimize ulaşmak, süreci en az kayıpla atlatmak için canla başla çalıştık. Uzaktan Eğitim sürecinde hizmete sunulan tüm alanları kullanmaya gayret gösterdik. Ama çeşitli nedenlerle uzaktan eğitimden mahrum kalan, ulaşılamayan öğrencilerimiz oldu. Ve şimdi dönem sonu geldi, değerlendirme yapılması gerekiyor. Uzaktan Eğitim Sistemine uygun kanun ve yönetmeliğin olmayışı ölçme ve değerlendirmede de sorun oldu. Hangi kademe nasıl değerlendirilecek konusunda alınan kararlar ve resmi yazılar tartışmaları da beraberinde getirdi.
Zor günlerde zorluklarla geçen uzaktan eğitim sürecinde umuyoruz ki yaşadığımız bu sorunlar çözüme kavuşur. Umuyoruz ki Uzaktan Eğitim uzamaz. Daha da önemlisi ülke genelindeki Covid-19 aşılama programında Eğitim Sektörü ( Öğretmenler ve Öğretim Görevlileri) Sağlık Kurumu Çalışanlarından hemen sonra programa alınır, yüz yüze eğitime başlarız ve Uzaktan Eğitim gibi bir süreci de yaşamak zorunda kalmayız. Çünkü Uzaktan Eğitime bağlı olarak ortaya çıkan eğitimde fırsat eşitsizliği başta olmak üzere bilinçsizlikle birlikte bir nesli kaybedebiliriz. Feda edeceğimiz tek bir ferdimiz bile yoktur. Tüm çocuklarımız güçlü bir Türkiye’nin kıymetli bir parçasıdır.
KADRİYE DEMİREL
TES Antalya 2 Nolu Şb. Bşk. Yrd.