MEB'den Beden Eğitimi Öğretmenlerine Müjde: 32 Yeni Atama MEB'den Beden Eğitimi Öğretmenlerine Müjde: 32 Yeni Atama
Devlete bağlılık duygusuyla, millet sevgisiyle öğretmenlik yapmak isteyen evlatlarımız ne yazık ki emek, para ve zaman harcıyor. Aileler çocuklarının istikbali için maddi manevi uğraş veriyor. Tüm bu uğraşlar, ülkemize ve kendilerine faydalı bireyler olabilmeleri, geleceğimize yön verebilmeleri ve çocuklarımıza en güzeli, en doğruyu anlatabilmeleri için sarf ediliyor. Ancak ne yazık ki bu amaç önlerine çıkarılan bir yığın engelle heba ediliyor. 
“Ağaç yaşken eğilir.” atasözünden de anlaşılacağı üzere minicik beyinlere sevgi tohumları ekmek, vatana millete faydalı bireyler olarak yetiştirmek öğretmenlerin ellerine bırakılmıştır. Bu düşünceyle gençlerimiz öğretmen olmak İçin Eğitim fakültelerini tercih ediyorlar.
Eğitim fakültesini kazanıyorlar, Sınıflarına öğrencilerine kavuşma hayaliyle 4 yıl çaba sarf ediyorlar. Fakat gelin görün ki;öğretmen adaylarımız dört yılın sonunda gözlerinde ki  ışık, kalplerinde ki umut azalıyor ve bir kaosa doğru sürükleniyorlar.Neden mi?
İşte kaosa neden olabilecek sorulardan bir kaçı;
- Okulu başarıyla bitirdim ama KPSS ye hazırlanmam lazım. İyi puan alabilecek miyim?
- Atanabilecek miyim?
-Sayıştay’ın 2019 MEB Denetim Raporu’n göre öğretmen ihtiyacı 138 bin 393 iken,neden atanamıyoruz?
-öğretmen açığını,760 bin atama bekleyen öğretmen varken (şu anda 460 bin mezun+300 bin okuyan)neden öğretmen olmayanların  ücretli olarak görevlendirmesi yapılıyor.
- KPSS’ye hazırlandım, yüksek puan aldım ama acaba mülakatı geçebilecek miyim?Şu an KPSS’de alınan puanın aynısı mülakat puanı olarak veriliyor ama,bu şekilde devam eder mi?
- Mülakatta benden düşük puan alan kişi atanıp; ben açıkta kalabilir miyim?
- Her şeyi başardım tamam hepsinden geçtim ama kadroya geçebilecek miyim?
- Ya kadroya geçmeden önce sözleşmem iptal edilirse?
- Evlendim eşimle bir arada olabilecek miyim? Eş durumu atamasının 3+1 yıl sonra olacağı doğru mu?
Olsun diyelim, sonuçta bir eğitim fakültesi mezunu arkadaşım sınıfına, öğrencilerine kavuştu. Bu da bir mutluluk olmalı. Ama buruk ,kaygılı ,endişeli ve mutsuz. öyle değil mi? Eşinden,çocuklarından ayrı yaşamak ne demektir,düşünün.
Kadrolu öğretmene özür grubundan atama hakkı verilirken bizde öğretmeniz,neden bize özür grubundan atama hakkı verilmiyor.Bu kul hakkına girmez mi?Neden bakanlık böyle bir ayırım yapar.Nerede bunun adaleti.
-Öğretmen alımında yapılacak en güzel şey  tartışmasız KPSS puan üstünlüğüne göre kadrolu ve İhtiyacı karşılayacak şekilde alımdır.
-Ne demek, adaylık kaldırma sınav saçmalığı.Okul bitirdim,KPSS girip başarılı olarak göreve başladım,ya sınavda başarısız olursam.Bu gençler dört yıl boyunca fakültede birçok akademisyen öğretmen adayının derslerine girmiş ve dört yılın sonunda ancak “tamam sen öğretmen olabilirsin” diyerek diplomayı verebilmişken,bu zorlamalar,dayatmalar neyin,nesidir. Adaylık kaldırma saçmalığına da artık son verilmelidir.
-Her gelen bakan,bürokrat kafasına göre iş yapıyor.Düşünmeden,istişare etmeden hareket ediyor.Öğretmenler aynı işi yapmasına rağmen ,istihdam şeklinden dolayı farklı ayrıcalıklara tabidir. Bu kabul edilebilir değildir.
-Öğretmenler odasında ücretli,kadrolu,uzman,Sözleşmeli parçalanmış bir yapı vardır.Bu doğru değildir.Öğretmenler odasında tek bir istihdam şekli olan kadrolu öğretmeni görmek istiyoruz.  
-Devlet hiç kimsenin ego tatmini, hırs ve ideolojilerini gerçekleştirme yeri değildir. Devletine ve milletine bağlı her vatandaş eşit şartlarda devlet hizmetinde bulunma hakkına sahiptir. Bu da ancak objektif kriterlere dayalı bağımsız değerlendirmelerle mümkündür.
Sevgili Peygamberimiz idare mevkiinde bulunanlarla ilgili olarak bir hadisi Şerif’te ;”Şüphesiz Hz. Allah, idare mevkiinde bulunan herkesten hesap soracaktır. İdaresi altındakilerin haklarını gözetip gözetmediğini, yoksa zayi mi ettiğini muhasebe edecektir.”buyuruyor.
Biz Türk Eğitim Sen olarak her zaman haktan,adaletten ve doğrudan yana olduk. 
Öğretmen alımlarında KPSS’nin yok sayılarak yalnızca mülakatla alımının önüne geçtik.
İsteriz ki tüm öğretmen adaylarımız atansın, emek ve zaman israfı olmasın. Şu bir gerçek ki, mülakat objektifliğe engel olmaktadır.
“İyi olmak kolaydır zor olan adil olmaktır. En mükemmel adalet ise vicdandır.”
Musa Akkaş                                                                                                          Türk Eğitim Sen Genel Sekreteri