Sözleşmeli Öğretmen İstihdamına İlişkin Yönetmelik’e göre 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi çalışan kadrolu öğretmenler arasındaki farklar şunlardır:
1. Kadrolu öğretmen bir yıl içinde iki kez bile eş özrü ile yer değiştirme yapabiliyorken, sözleşmeli öğretmenin hiçbir şekilde eş özrü ile yer değiştirme hakkı yoktur. Bu hak yalnızca eşi de öğretmen olan sözleşmeli öğretmenlere tanınmıştır.
2. Kadrolu öğretmenlerin iş güvencesi varken sözleşmeli öğretmenlerin sözleşmeleri her yıl Ocak ayında yenilenmektedir. Yani sigorta dâhil her sene çıkış-giriş işlemi yapılmaktadır. Uzun süreli sözleşme yapılmamaktadır.
3. Kadrolu öğretmenlere derece ve kademe ilerlemesi varken sözleşmeli öğretmenlere derece kademe yoktur.
4. Kadrolu ile sözleşmeli arasında 200-300 TL’ye varan maaş/ek ders ücreti farklılığı vardır. Sözleşmeli öğretmenin tüm sözleşme ücreti gelir vergisine tabi iken kadrolu öğretmenin sadece bazı maaş kalemleri gelir vergisine tabidir. Kadrolu öğretmen ek dersini kesintisiz olarak alırken, sözleşmeli öğretmenin ek dersinden SGK kesintisi yapılmaktadır.
5. Kadrolu öğretmen eğitim-öğretime hazırlık ödeneğini tam alırken sözleşmeli öğretmen sanki dersi için daha az hazırlık yapıyormuş gibi ödeneğinden vergi kesilir.
6. Kadrolu öğretmenler, emekli sandığına bağlı iken sözleşmeli öğretmenler, SGK’ya tabidir.
7. Kadrolu öğretmenlerin düğün, ölüm vb. izinleri 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre verilirken sözleşmeli öğretmenler iş kanununa göre izin kullanır.
8. Kadrolu öğretmenlerin kurum yöneticisi ve müfettiş olma hakları varken sözleşmelilerin bu hakkı yoktur.
9. Sözleşmeli öğretmenler kadrolu öğretmenler ile aynı okulda çalışmalarına aynı veya daha yüksek puanı almalarına rağmen öğretmenler odasında bile keskin bir biçimde ayrıma tabi tutulurlar. Sosyal medyaya ve basına yayılmış sözleşmeli öğretmenlere yapılan birçok mobbing haberleri vardır.
4 Haziran 2011 Tarihli ve 27954 Sayılı Mükerrer Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 632 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü Maddesinin (B) Fıkrası ile 4924 Sayılı Kanun Uyarınca Sözleşmeli Personel Pozisyonlarında Çalışanların Memur Kadrolarına Atanması Amacıyla Devlet Memurları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamedeki kanuni düzenlemenin gerekçesi olarak “Kamu hizmetlerinin daha etkili, verimli ve hızlı şekilde yürütülmesini sağlamak ve çalışmalarda etkinliği artırmak amacıyla; … 657 sayılı kanunun 4 üncü maddesinin B fıkrası ile 4924 sayılı kanun uyarınca sözleşmeli personel pozisyonlarında çalışmakta olan personelin memur kadrolarına atanmalarına imkansağlanmaktadır.” denilmektedir.
Toplu sözleşmenin ‘Sözleşmeli personel istihdamına ilişkin çalışma’ başlıklı 52. maddesinde ‘Kamu kurum ve kuruluşlarının görüşü alınarak, sözleşmeli personel mevzuatında düzenleme yapılması suretiyle sözleşmeli personelin statülerinin yeniden belirlenmesine ilişkin çalışma, yetkili konfederasyonun katkı ve katılımıyla 2022 yılı içerisinde tamamlanacaktır’ ifadesine istinaden öğretmenlerin anayasal haklarını sınırlayan, aile bütünlüğünü bozan, eşleri birbirinden, çocukları da anne babalarından ayrı bırakan, öğretmeni eşi ile işi arasında tercihte bulunmaya zorlayan, öğretmenler odasında ayrımcılık oluşturan, mesleği ve öğretmenin itibarını zedeleyen sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına son verilmeli, sözleşmeli öğretmenler kadroya geçirilmelidir.
Sözleşmeli Öğretmenlerin yaşadığı ve her fırsatta dile getirdikleri en büyük sorun aile birliği konusundadır. Özellikle eşi Milli Eğitim Bakanlığı dışında, farklı Bakanlıklarda ya da özel sektörde çalışan sözleşmeli öğretmenlerimizden hemen her gün içimizi acıtan iletiler alıyoruz.
Eşi MEB Dışında (Farklı Bakanlıklarda Ya Da Özel Sektörde) Çalışan Sözleşmeli Öğretmenlerin Yaşadığı Sorunlar Ve Çözüm Önerileri
Evli sözleşmeli öğretmenlerin yaşadığı sıkıntılar, boşanmalar ve psikolojik sorunlar
Evli çiftlerin eşlerinden yüzlerce kilometre uzakta ayrı şehirlerde bulunması aile bağlarının zayıflamasına ve boşanmalara sebep olmaktadır.
Kadın öğretmenlere anne ve babaları hatta eşleri öğretmenliği bırakmaları için baskı yapmakta ve birçok öğretmen arkadaşımız boşanmamak için istifa etmek zorunda kalmaktadır.
Bir öğretmen bu süreçte boşanmış ve daha sonrasında yaşadığı psikolojik sebepler sonucu intihar etmiştir.
Çocuklar üzerinde yarattığı travmalar ve psikolojik sorunlar
Anne ve babanın ayrı şehirlerde bulunması en çok çocuklar üzerinde travmalar ve geri dönüşü olmayan psikolojik hasarlar bırakmaktadır.
Çocuklar, anne ve baba arasında bölünerek bu ikili yaşam arasında bocalamakta ya anneden ya da babadan mahrum büyümektedir.
Babasından veya annesinden ayrı olan çocukların okuldaki başarıları düşmekte, eğitim öğretim hayatları sekteye uğramaktadır.
Eşler arasındaki ayrılık; sorunlu hamileliklere sebep olmakta, hamilelik döneminde çocuğunu düşüren, düşük yapan öğretmen annelerimizin sayısını artırmaktadır.
Yeni doğan çocukların bakımında annenin veya babanın tek başına mücadele etmesi zorlanmakta hem çocuk hem anne bu dönemde sağlıksız bir süreç geçirmektedir.
Ulaşımı zor köy okullarında görev yapan öğretmen annelerin çocukları hastalığında ve temel ihtiyaçlarını karşılama noktasında büyük zorluklar yaşamaktadır.
Eğitim öğretim kalitesinin düşmesi
Aile bütünlüğü dağılmış öğretmenlerimiz okuldaki öğretmenlik görevine odaklanamamakta ve eğitim öğretim kalitesi düşmektedir.
Özellikle yeni doğmuş çocuklarının bakımı ile tek başına mücadele eden öğretmenlerimiz okulda görevine odaklanamamakta eğitim öğretim kalitesi düşmektedir.
Maddi zorluklar
Eşlerin iki ayrı şehirde iki ayrı ev tutması ve kira yükünün artması maddi zorluklara sebep olmaktadır.
Eşini ve çocuklarını görmek isteyen öğretmenlerin otobüs ve uçak biletlerine ödediği yüksek rakamlar aile bütçesine ağır yükler oluşturmaktadır.
Toplumsal sorunlar
Aile kurumunun ve aileyi korumanın çok önemli olduğu günümüzde, topluma örnek olması gereken öğretmenlerin yuvaları dağılmakta ve bu toplumdaki çöküntüyü hızlandırmaktadır.
Eş özrü tayin hakkının getirilmesi ile ilgili çözüm önerileri
Evli sözleşmeli öğretmenlerin sayısı eğitim-öğretimi aksatacak kadar çok değildir. Devlete hiçbir mali yükleri yoktur.
Eşi doğu illerinde çalışan öğretmenler yine doğu illerine tayin isteyecekleri için doğu illerinde bir öğretmen boşluğu oluşmayacak, eğitim öğretim aksamayacaktır.
Son dönem ilk atamalarda İstanbul ve batı illerine yoğunluk verilmesine rağmen İstanbul ve batı illerindeki zorunlu hizmet okullarında öğretmen açığı hala kapanmış değildir. Bu okullardaki boşlukların eş özrü tayini ile kapatılması eğitim öğretimin aralıksız devamı için de fayda sağlayacaktır.
Mevcut sistemde öğretmen, öğrenciyi dört yıl boyunca okutup mezun edip öyle ayrılacak deniliyor fakat öğretmenler her eğitim-öğretim yılında farklı sınıflara giriyorlar. Hatta kadrolu öğretmenlerin sınıf seçme hakkı sebebiyle öğrenciler yine öğretmen değişikliği yaşamak zorunda kalıyor.
Her ilk atama döneminde ailelerimizin bulunduğu illerdeki okullar açılarak alım yapılmaktadır. Bu okullardaki boşlukların eş özrü tayini ile kapatılması eğitim öğretimin aralıksız devamı için de fayda sağlamaktadır.
Daha önce bu sistemin sahte evliliklere sebep olduğu gerekçe gösterilmiştir. Evliliklerin basit bir tahkikatla araştırılması ve bu yolu seçen öğretmenlerin meslekten uzaklaştırılması yaptırımı ile bu sorunun önüne geçilmiş olur. Ve yine gerçek evlilikleri ayırt etmek için yer değiştirme atamasından belirli bir süre önce evli olmak şartı da getirilebilir. Devlet bu konuda gerekli denetlemeyi yapabilir.
İki sözleşmeli öğretmene yer değişikliği hakkı verilmesi hiçbir boşluk ve eğitimde aksamaya sebep olmadığı gibi eşi kamuda ve özel sektörde çalışan öğretmenlerin de sayı itibariyle az olması hiçbir boşluğa ve eğitimde aksamaya sebep olmayacaktır.
Aile problemlerinden arınmış öğretmenlerin işine odaklanmış olacak ve eğitim öğretim kalitesi artacaktır.
Sınıflarına daha mutlu girecek öğrencilerimiz aile olmanın bilincini öğrencilerine aşılayacak ülkemize ve milletimize her daim faydalı evlatlar yetiştirecektir.
Sağlıklı aile ortamında büyüyen mutlu çocuklar ile başarılı toplumun temelleri daha sağlam atılmış olacaktır.
Anayasamızın 41. maddesinde belirtilen “devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle annenin ve çocukların korunması için gerekli tedbirleri alır” ve “her çocuk korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurmak ve sürdürme hakkına sahiptir” hükümlerine istinaden devlete ve millete sayısız faydası olan ve üstelik hiçbir maddi külfeti bulunmayan eşi MEB dışında (özel sektörde ya da diğer bakanlıklarda) çalışan öğretmenlere eş özrü tayin hakkının getirilmesi elzemdir.
MEB öğretmeni ayrıştırdı, yetmedi cezalandırıyor. Eğitim Gücü Sen olarak öğretmenlerimizin özlük haklarının güvencesi olan, liyakat ilkesiningözetildiği, öğretmenlik mesleğine hakkını veren bir meslek yasasının gerekliliğini savunuyoruz. Adaylık sürecinden başlayarak emeklilik dâhil olmak üzere, tüm Bakanlıklarda ve özel sektörde çalışan öğretmenlerimizi kapsaması gereken Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda adından söz edilmeyen, ancak kadrolu öğretmenlerimizle aynı okulda aynı görevleri yerine getiren sözleşmeli öğretmenlerimizin ayrıştırılmasına sessiz kalamayız. Sözleşmeli öğretmenlik sisteminin bir an önce kaldırılması, tüm öğretmenlerimizin kadrolu istihdamının sağlanması ve her şeyden önemlisi eşi ve evlatları ile öğrencileri arasında seçim yapmak zorunda bırakılan sözleşmeli öğretmenlerimizin huzurlu bir şekilde eğitime katkı sunması adına aile birliklerinin sağlanması talebimizdir.
Gülşah YAVUZ
Eğitim ve Bilim Gücü Dayanışma Sendikası (EĞİTİM GÜCÜ SEN)
Genel Başkan Yardımcısı (Dış İlişkiler ve Basın)