Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), okullarda müdür ve müdür yardımcısı görevlendirme sürecinde köklü değişikliklere gidiyor. Yeni düzenlemeyle birlikte, ilk defa idarecilik görevi alacak öğretmenler için oldukça zorlu bir süreç başlıyor.
Bakanlığın bu kararı, öğretmenlerin idarecilik görevine olan ilgisini azaltabilir. Zira yeni sistemde öğretmenlerin, teorik ve uygulamalı eğitimlerin yanı sıra bir de sözlü sınava tabi tutulması ve bu üç aşamadan elde edilen puanların ortalamasının 60'ın üzerinde olması gerekiyor. Bu yüksek baraj, birçok öğretmeni idarecilikten soğutacak gibi görünüyor.
Peki bu yeni sistemin öğretmenler ve okullar üzerindeki etkileri ne olacak?
- Öğretmenlerin Motivasyonu Azalabilir: Yüksek bir puan barajı ve zorlu bir eğitim süreci, öğretmenlerin idarecilik görevine olan motivasyonunu azaltabilir. Özellikle deneyimli ve başarılı öğretmenler, bu zorlu süreci atlatmak yerine mevcut görevlerine devam etmeyi tercih edebilirler.
- Okulların İdareci Bulma Sorunu Yaşaması: Yeni sistemde idareci adaylarının sayısında azalma olması, okulların nitelikli idareci bulma sorununu daha da derinleştirebilir. Özellikle kırsal bölgelerdeki okullar, bu durumdan daha fazla etkilenebilir.
- Sistemin Etkinliği Tartışmalı: Yeni sistemin, daha nitelikli idareciler yetiştireceği iddia edilse de, bu durumun ne kadar doğru olduğu henüz netlik kazanmadı. Yüksek puan alan tüm öğretmenlerin başarılı bir idareci olacağının garantisi yok.
- Öğretmenlerin Yükünün Artması: Öğretmenlerin hem ders yükü hem de idarecilik sınavlarına hazırlanma yükü artarken, öğrencilere ayıracak zamanlarının azalması kaçınılmaz olacaktır. Bu durum, eğitim kalitesini olumsuz etkileyebilir.
MEB'in bu kararı, eğitim sisteminde önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Ancak yeni sistemin uzun vadedeki etkilerini görmek için henüz erken. Bu süreçte, öğretmenlerin görüşleri alınarak daha katılımcı bir model oluşturulması ve sistemin sürekli olarak değerlendirilmesi büyük önem taşıyor.
Sonuç olarak, MEB'in yeni idareci atama kriterleri, öğretmenlerin idarecilik görevine olan ilgisini azaltabilir ve okulların idareci bulma sorununu derinleştirebilir. Bu durum, eğitim sisteminin geleceği açısından önemli bir risk oluşturuyor.