Uzman öğretmenlik ve başöğretmenlikle ilgili açıklama kılavuz, eğitim ve ilk tazminat ödemesine ipucu verdi Uzman öğretmenlik ve başöğretmenlikle ilgili açıklama kılavuz, eğitim ve ilk tazminat ödemesine ipucu verdi
İlahiyat Fakülteleri mezunlarının Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliğine atanabileceklerine dair düzenleyici işlemin iptaline ilişkin Danıştay’da bir dava süreci yaşanmıştır.(ek-1) Buna göre:
-       31.03.2015 tarihinde, M.E.İ. tarafından bireysel başvuruda bulunulması üzerine, Danıştay 16. Dairesi’nde Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 19/09/2014 tarihinde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliğine yapılan atamaların ve bu işleme dayanak olan Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu’nun 20/02/2014 tarihli ve 9 sayılı kararının eki niteliğinde bulunan çizelgenin 16. Bölümü 2. Satırında yer alan “İlahiyat Fakültesi” mezunlarının “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliğine” atanabileceklerine dair düzenleyici işlemin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle dava dosyası açıldı.
-      12/02/2016 tarihinde, dosya Danıştay 12. Daire’sine devredildi.
-      07/06/2016 tarihinde, dosya Danıştay 12. Dairesi’nde görüşmeye açıldı.
-   01/02/2017 tarihinde, ilgili işlemin hukuka aykırılığı nedeniyle yürütmeyi durdurma kararı verildi. 
Yürütmeyi durdurma kararı şubat ayında verilmesine rağmen 5 ay gibi bir süre bilerek davalı idare tarafından yapacakları 2017 Sözleşmeli Öğretmen Atamalarında DKAB mezunlarının öncelikle atanmasını kararının tebliği geciktirildi. 

- 27/07/2017 tarihinde MEB'e yapılan yd kararının tebligatıyla MEB mevcut karara itiraz etmiştir. 
-     02/08/2017 tarihinde, davacı M.E.İ. hakkında Milli Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü tarafından Gaziantep Valiliği’ne gönderilen Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün 28/07/2017 tarih ve 75403665/641.04/ (2015/1279) 1143085 sayılı yazısında “Yargı süreci devam ederken adı geçen 2015 yılı Eylül İlkatama Döneminde Gaziantep İslahiye Anadolu Lisesi Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliğine atanarak 17/09/2015 tarihinde görevine başlamıştır. Bir idari işleme karşı dava açtıktan sonra davacının durumunda kendi isteği ile bir değişiklik meydana gelmesi halinde davacının idari yargı merciince verilen kararının uygulanmasını istemeyebileceği düşünüldüğünden iliniz öğretmeni M.. E.. İ..’ün iradesinin öğrenilebilmesi için; Yargı kararı uyarınca hakkında işlem tesis edilmesi veya kendi isteği ile tesis ettirdiği durumun muhafazası hususundaki talebinin acilen Bakanlığımız İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğüne iletilmesi gerekmektedir” denilmiştir. Bakanlığın bu yazısı doğrultusunda, M.E.İ dava kararının uygulanması hususunda ilgili idareye cevap vermiş ve daha önce atandığı Gaziantep ilinde çalışmaya devam etmeye devam etmek ve yer değişikliği yapılmasını istememektedir. Ama MEB göndermiş olduğu bu yazıyla aslında daha o tarihten itibaren davayı feragat ettirmek için davacıyı etkilemeye çalıştığı iddia edilmektedir.

-     15/08/2017 tarihinde, Milli Eğitim Bakanlığının yd kararına itirazı üzerine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından YD İtiraz davası görülmeye başlandı
-       09/10/2017 tarihinde sonuçlanan davada yürütmeyi durdurma kararına MEB’in itirazı reddedildi. 
-    2722 sayılı Kasım 2017 Tebliğler Dergisi’nde yayımlandığı üzere Talim Terbiye Kurulu’nun Öğretmenlik Alanları, Atama ve Ders Okutma Esaslarına İlişkin Çizelgede değişikliğe gidildiği görülmektedir. Buna göre; Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmen atamasında davaya söz konusu olan “İlahiyat Fakültesi” ibaresi çıkarılmıştır. Buna göre Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmen atamasının İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği, İlahiyat Bilimleri Fakültesi, Uluslararası İslam ve Din Bilimleri Fakültesi, Dini İlimler Fakültesi ve İslami İlimler Fakültesi mezunlarından alınacağı görülmektedir. 
-    29/11/2017 tarihinde, söz konusu davayı açan M.E.İ. bir anda esastan devam eden davadan herhangi bir gerekçe göstermeksizin “Milli Eğitim Bakanlığı aleyhine açtığım davamdan feragat ediyorum ve bu dava ile ilgili tüm taleplerimden vazgeçiyorum” ifadesinde bulunduğu dilekçeyi Danıştay 12. Dairesi’ne gönderilmek üzere Gaziantep Nöbetçi İdare Mahkemesi Başkanlığı’na verdi. 
- 08/12/2017 tarihinde MEB'in yapmış olduğu ek atama ile yürütmeyi durdurma kararı verilmiş ve idarece tebliğler dergisinde yayınlanmış düzenleme atamada uygulanmayarak ek atama döneminde bile DKAB mezunları karardan faydalanamamıştır. 
- 24/12/2017 tarihinde yayınlanan 696 sayılı KHK ile bu konuda düzenleme yapılmıştır. "GEÇİCİ MADDE 14- (1) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliğine atanmış olanların, mezun oldukları fakülte veya bölüme bakılmaksızın atanmaya ilişkin diğer şartları taşımak kaydıyla atama işlemlerinin geçerliliği devam eder."
-    26/12/2017 tarihinde,  MEB resmi internet sayfasında bir basın açıklaması yapılarak “Davanın esastan görülmesi sırasında 30/11/2017 tarihli kararıyla dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmiştir.” Denilmiş ve “Böylece ilahiyat fakültesi mezunlarının din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni olarak atanmasının önünde bir engel kalmamıştır” ifadesine yer verilmiştir. 
- 04/01/2018 Günlerce bu dosyaya ilişkin karar ilanının yer almadığı Danıştay resmi internet sitesinde, MEB’in açıklamasından 1 hafta sonra, dava dosyasına ilişkin karar sonucu açıklandı ve “Feragat nedeniyle dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı” denildi. Ancak henüz gerekçeli karar yazımı ve imzalar halen tamamlanmamıştır. 
-Ayrıca söz konusu dava İptal davası niteliğinde bir dava olduğundan dolayı, idari yargının karakteristik alanlarından en önemlisidir. Dava sonucunda verilen iptal kararı davacının bireysel menfaatini koruma işlevini gerçekleştirmekten çok, objektif hukuk düzeninin korunmasına hizmet etmektedir. Bu yönüyle hem özel hukuktaki davalardan, hem de diğer idari dava türü olan tam yargı davasından ayrılan iptal davasının objektif niteliğinin mutlak olduğu kabul edilirse, davadan feragat müessesesinin bu dava türünde hiçbir şekilde uygulanamayacağını söylemek gerekir. Fakat iptal davasının açılabilmesi, subjektif ehliyet koşuluna bağlanmıştır. Davacıyla dava konusu işlem arasındaki kişisel, meşru ve güncel menfaat ilgisine işaret eden subjektif ehliyet koşulunun kişisellik unsuru, iptal davasında feragati uygulanabilir hale getirmektedir.
İptal davasında feragatin hangi tür davalarda ve davanın hangi aşamasına kadar mümkün olabileceği, kişisel yarar – kamu yararı ölçütü kullanılarak tespit edilmelidir. Her ne kadar hiçbir idari işlem tamamen bireysel sayılamasa da, büyük oranda sadece davacıyı ilgilendirdiği kabul edilebilen iptal davalarında yürütmenin durdurulması ya da iptal kararı verilene kadar davacının feragat talebi kabul edilebilmeliyken, kamu yararının ağır bastığı davalarda feragat hiçbir şekilde mümkün olmamalıdır. (Faruk GÖÇGÜN, İPTAL DAVASINDA FERAGATİN UYGULANABİLİRLİĞİ,Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XX, Sayı:3 2016 )
- Hal böyleyken MEB'in Daha Danıştay ilgili dava hakkında bir karar vermeden yaptığı bu açıklama hukuka aykırılık teşkil etmekte ve Mahkemeyi etkilemeye yönelik olduğu aşikardır
- Hali hazırda 4500 civarı DKAB Öğretmenliği bölümü mezunu bulunmakta ve halen Karabük Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi                             Öğretmenliği bölümünde okumakta olan 150 civarında öğrenci bulunmaktadır. Bunları düşündüğümüzde dava davacıdan çıkmış ve bir nevi kamuya mal olmuştur
-11/01/2018 tarihinde MEB Tebliğler Dergisinde yayınladığı yeni bir güncelleme ile 9 sayılı kararda daha önce yd kararına ilişkin yaptığı düzenlemeyi feragat nedeniyle kaldırmıştır ve durum dava açılmadığı hale dönmüştür.
NOT: Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi öğretmenliğine ilişkin dava esasen ilahiyat mezunlarının birinci öncelikli olarak bu alan öğretmenliğine atanmamasına yönelik olarak açmıştı.
DKAB öğretmenliğine birinci öncelikli olarak Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği mezunlarının, ancak ihtiyacın bu şekilde giderilememesi halinde, ilahiyat fakültesi ve muadili bölüm mezunlarının 2. öncelikli olarak atanabileceğine karar verilmesi bunun gerekçesinin de yine Talim Terbiye Kurulunun 9 sayılı kararında yer alan, 'Atamalarda Dikkate Alınacak Hususlar' başlığındaki eksik düzenlemeden kaynaklanmaktadır. Bu madde bazı bölümlere öncelik tanırken Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olarak aynı durumda bulunan DKAB Öğretmenliği'ne bu hakları tanımamaktadır. 
Madde 7 - (1) Öğretmen olarak atanacakların gerekli ve yeterli düzeyde genel kültür, özel alan eğitimi ve pedagojik formasyon almaları esastır. Bu eğitim süreçlerinden birini tamamlamamış ya da yeterli kredi almamış olanların öğretmen olarak ataması yapılmaz. Ancak, öğretmen ihtiyacının karşılanamadığı durumlarda, gereken nitelikleri taşıyan adayların atanmalarından sonra gelmek koşuluyla pedagojik formasyonu olmayanların atamaları da yapılabilir. Bu şekilde atananların adaylık dönemi içinde pedagojik formasyon kazanmaları için gerekli önlemler alınır.
(2) Türkçe, Sosyal Bilgiler, İlköğretim Matematik, Fen Bilimleri/Fen ve Teknoloji alan öğretmenliklerine kaynak teşkil eden programlardan mezun olanlarla, ihtiyacın karşılanamaması durumunda Türkçe alanına Türk Dili ve Edebiyatı; Sosyal Bilgiler alanına Tarih ve Coğrafya; İlköğretim Matematik alanına Matematik; Fen Bilimleri/Fen ve Teknoloji alanına Fizik, Kimya ve Biyoloji alan öğretmenliklerine kaynak teşkil eden programlardan da mezun olanların ataması yapılabilir.
(3) Herhangi bir öğretmenlik atama alanında alınan pedagojik formasyon eğitimi, diğer alanlar için de geçerlidir.
(4) Daha önceki Talim ve Terbiye Kurulu kararları kapsamında öğretmenliğe atanan, ancak bu Esaslar eki Çizelgede mezun oldukları yükseköğretim programlarına ve alanlarına yer verilmeyen öğretmenlerin yer değiştirme suretiyle atamaları, aynı türdeki eğitim kurumlarına yapılır.
egitimsitesi.net/ÖZEL HABER