11048,13%-0,92
41,58% 0,05
48,74% 0,26
5119,18% 1,88
8351,72% 0,83
Yüksek yargıdan gelen kritik bir karar, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bünyesindeki yüz binlerce öğretmenin mesleki uygulamalarını yakından ilgilendiriyor. Danıştay 8. Dairesi, öğretmenlerin sınıf içi etkinliklerinin izlenmesi ve değerlendirilmesini zorunlu kılan MEB düzenlemesini hukuka aykırı bularak iptal etti. Bu iptal kararı, öğretmenlik mesleğinin özerkliği ve denetim süreçlerinin objektifliği açısından önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.
İptal edilen hükümler, Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nin ilgili 43. Maddesi ve eklerinde yer alıyordu. Hem resmi hem de özel okullarda geçerli olan ve ilk kez 2014 yılında yayımlanıp 2025 Ocak ayında güncellemelerle pekiştirilen bu düzenleme, öğretmenlerin mesleki gelişimlerini desteklemek amacıyla yılda en az bir kez sınıf içi denetime tabi tutulmasını öngörüyordu.
Çeşitli eğitim sendikaları ve öğretmenler tarafından açılan dava sonucunda konuyu inceleyen Danıştay 8. Dairesi ve İdari Dava Daireleri Kurulu, yönetmelik hükümlerinin hukuki dayanağını yetersiz buldu. Yüksek Mahkeme, iptal gerekçesinde şu hususların altını çizdi:
Objektiflikten Uzak Değerlendirme: Denetim süreçlerinin objektif kriterlerden yoksun olması, keyfiyete yol açma riskini barındırması.
Mesleki İtibarın Zedelenmesi: Düzenlemenin, öğretmenlerin mesleki itibarını ve haysiyetini zedeleyici nitelikte olması.
Yetersiz İtiraz Mekanizmaları: Denetim kriterleri ve sonuçlarına itiraz etme yollarının ve mekanizmalarının yeterince sağlam olmaması.
Danıştay, bu tür bir düzenlemenin, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda belirtilen memur hakları ve idari denetimin sınırları ile Anayasa'nın güvence altına aldığı sendikal özgürlükler ve mesleki özerklik ilkelerine aykırılık teşkil ettiğine hükmetti. Karar, öğretmenlik mesleğinin icra ediliş biçimine dair denetim yetkisinin sınırlarını yeniden çizdi.
Danıştay'ın bu önemli iptal kararı sonrasında, öğretmenlerin sınıf içi denetim ve rehberlik süreçleri kökten değişiyor. Artık öğretmenlerin sınıf içi faaliyetlerinin denetlenmesi yetkisi, yönetmelik çerçevesinde rastgele değil, yalnızca kanunen bu konuda yetkilendirilmiş müfettişler tarafından gerçekleştirilebilecek. Bu durum, eğitim sistemi içindeki denetim mekanizmalarının yeniden yapılandırılması ihtiyacını doğuruyor.