14155,46%0,76
42,69% 0,23
50,15% 0,06
5897,70% 0,71
9533,17% 2,62
Ülkemizde 'A sınıfı meslekler' olarak bilinen mühendislik ve öğretmenlik gibi alanlarda yaşanan fakülte sayısındaki kontrolsüz artış, üniversite mezunu işsizliğini rekor seviyelere taşıdı. Eğitim fakültesi mezunlarının düşük ücretlerle çalışmak zorunda kalmasının ardından, benzer istihdam sorunları artık yeni mezun mühendisler için de ciddi bir problem haline geldi. Türkiye ekonomisinin endüstriyel üretimden hizmet sektörüne kayması ve kamu kurumlarındaki mühendis alım kontenjanlarının daralması nedeniyle, tecrübesiz mühendis adaylarına özel sektörde asgari ücret teklif edilmesi yaygınlaştı. Bu durum, uzun ve zorlu bir eğitim sürecinden geçen genç mühendislerin emeğinin karşılığını alamaması anlamına geliyor.
Üniversite Mezunu İşsizliği Zirvede: Yeni Mezun Mühendislere Artık Asgari Ücret Teklif Ediliyor
Ankara – Türkiye’de yıllardır prestijli ve yüksek gelirli meslekler olarak görülen mühendislik ve öğretmenlik gibi alanlar, son yıllarda yaşanan yükseköğretimdeki kontrolsüz büyüme nedeniyle ciddi bir istihdam kriziyle karşı karşıya. Ülke genelinde artan fakülte sayıları, üniversite mezunu işsizliğini rekor seviyelere ulaştırırken, bunun en çarpıcı sonuçları yeni mezun mühendislerin asgari ücret karşılığında iş teklifleri almasıyla gözler önüne seriliyor.
Sektörel doygunluğun ilk örnekleri daha önce iktisat ve işletme gibi bölümlerin mezunlarında görülmüş, ardından Millî Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) ihtiyacından fazla mezun veren Eğitim Fakülteleri mezunlarının düşük ücretli özel okullarda çalışmak zorunda kalmasıyla derinleşmişti.
Şimdi ise, aynı istihdam sorunları dalgası, üniversitelerin Mühendislik Fakültelerinden mezun olan gençleri vuruyor. Uzun ve zorlu bir eğitim sürecinden geçen bu gençler, mesleğe adım atarken büyük bir hayal kırıklığı yaşıyor.
Uzmanlara göre, mühendislikteki bu krizin temel nedenleri arasında Türkiye ekonomisinin yapısındaki değişimler yer alıyor:
Hizmet Sektörüne Yoğunlaşma: Türkiye’nin ekonomik modelinin endüstriyel üretimden ziyade hizmet sektörüne kayması, geleneksel mühendislik dallarındaki istihdam olanaklarını daraltıyor. Ülke, mezun ettiği bu kadar çok mühendisi istihdam edecek yeterli üretim kapasitesine ve olanaklara sahip olamıyor.
Kamu Alımlarında Azalma: Özel sektördeki zorluklara ek olarak, kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen mühendis sayısı da her geçen yıl azalıyor. Kamu kurumlarının alım kontenjanlarında uygulanan daralma politikaları, mühendisler üzerindeki iş baskısını artırıyor.
Tüm bu faktörlerin birleşimi neticesinde, sektörde herhangi bir tecrübesi bulunmayan yeni mezun mühendisler, iş bulabildikleri nadir pozisyonlarda dahi asgari ücrete razı olmak zorunda kalıyor. Bu durum, nitelikli iş gücünün düşük ücretle çalışması anlamına gelirken, mesleki kariyer beklentilerini ve yaşam standartlarını olumsuz etkiliyor. Mühendislik Odaları ve sendikalar, bu durumun gençlerin mesleklerine olan inancını zedelediğini ve uzun vadede nitelikli göçe yol açabileceği uyarısında bulunuyor.