11048,13%-0,92
41,58% 0,05
48,74% 0,26
5119,18% 1,88
8351,72% 0,83
Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" adı verilen yeni müfredatın okullarda uygulanışını denetlemek üzere başlattığı yöntem, eğitim camiasında tartışma yarattı. Özellikle İstanbul'da uygulandığı belirtilen bu yeni sistemde, öğretmenlerin kendi meslektaşları tarafından ders sırasında denetlenmesi kararı, eğitimciler arasında "onur kırıcı" ve "baskıcı" bir uygulama olarak yoğun tepki topladı.
Eğitimci Maksut Balmuk, bu tartışmalı denetim biçimini sert sözlerle eleştirerek, uygulamanın pedagojik değil, psikolojik baskı aracı olduğunu savundu.
Balmuk, uygulamanın öğretmenler üzerindeki yarattığı psikolojik etkiyi dile getirirken, sahada görev yapan öğretmenlerin tepkilerini aktardı: "30 yıllık bir öğretmen, 10-20 yıllık bir meslektaşının sınıfına gelip 'dersi Maarif Modeli'ne göre anlatın' demesinin, kendisini meslek hayatı boyunca en çok rencide eden anlardan biri olduğunu ifade ediyor."
Eğitimci Maksut Balmuk, bu durumun, öğretmenlerin yeni müfredat konusunda sürekli bir baskı altında tutulacağının ve dolaylı yoldan mobbinge maruz bırakılacağının açık bir göstergesi olduğunu vurguladı.
Balmuk, bu uygulamanın zamanlamasına da dikkat çekerek hukuki boyutunu eleştirdi: Danıştay'ın kısa süre önce müfettişler tarafından yapılan sınıf içi denetim uygulamasını iptal ettiğini hatırlattı.
"Müfettişlerin denetimi yargıdan dönmüşken; öğretmeni öğretmene, üstelik öğrencilerin gözü önünde denetletmek, öğretmenlik mesleğinin onurunu yok saymak anlamına gelir" ifadelerini kullandı. Balmuk, bu tavrın, eğitimin her alanına zarar vereceğini ve mesleki özerklik ilkeleriyle bağdaşmadığını belirtti.
Sınıfta öğretmenin otoritesinin korunması gerektiğinin altını çizen Balmuk, kurucu lider Mustafa Kemal Atatürk'ün dahi sınıfta öğretmeni ayakta dinlediğini ve öğretmene yüklediği misyonu anımsattı.
Balmuk, mesleki onuru zedeleyen uygulamalar yerine, müfredatla ilgili geri bildirim toplamak için çok daha yapıcı ve öğretmeni baskı altına almayan farklı yöntemlerin mevcut olduğunu ifade ederek, seçilen bu denetim yolunun temelden yanlış olduğunu belirtti. Öğretmenlerin işlerinden emin olduklarını ancak "mesleki onurlarını zedeleyecek uygulamalara tahammülleri olmadığını" dile getirdi.