10726,98%-0,27
41,82% 0,19
48,41% -0,03
5337,53% 0,00
9067,45% 0,00
Milli Eğitim Bakanlığı, 6–10 Ekim arasında okullardaki rehber öğretmen ve müdür yardımcılarının norm kadrolarını yeniden değerlendirecek. Yapılacak düzenlemeler, bazı personelin norm fazlası statüsüne düşmesine sebep olabilir; bu süreç eğitim camiasında belirsizlik yaratıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), okullarda görev yapan müdür yardımcıları ve rehber öğretmenler için yeni bir norm kadro güncelleme sürecini başlattı. 6-10 Ekim tarihleri arasında yürütülecek bu kritik değerlendirme, bazı okullardaki personel sayısının yeniden belirlenmesine ve özellikle öğrenci sayısındaki değişim nedeniyle bazı yönetici ve rehber öğretmenlerin norm fazlası durumuna düşmesine neden olabilecek.
MEB’de Norm Fırtınası: Müdür Yardımcıları ve Rehber Öğretmenlerde Kritik Değişim
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), okullardaki norm kadro yapısını baştan sona gözden geçiriyor. 6–10 Ekim tarihleri arasında yürütülecek değerlendirme süreci, özellikle müdür yardımcıları ve rehber öğretmenler için büyük önem taşıyor.
Bu çalışma, kimi eğitimciler için yeni fırsatlar doğururken, kimileri içinse “norm fazlası” olma riskini beraberinde getiriyor.
Bakanlık, öğretmen norm kadrolarını belirleme işlemini tamamladıktan sonra, il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinden gelen geri bildirimlerde tutarsızlıklar ve hatalı veri girişleri tespit etti. Bunun üzerine 6–10 Ekim tarihleri arasında okullardan yeniden güncelleme talep edildi.
Yetkililer, bu adımı “kadro adaletini sağlama” hamlesi olarak tanımlasa da, sahadaki öğretmenler bu süreci “yeni bir belirsizlik” olarak değerlendiriyor. Çünkü norm fazlası olmak, yıllardır aynı okulda görev yapan yöneticilerin dahi zorunlu yer değişikliği riskiyle karşı karşıya kalması anlamına geliyor.
MEB’in sistemine göre, rehber öğretmen ve müdür yardımcısı normları doğrudan öğrenci sayısına bağlı. Bu nedenle kayıtlı öğrenci sayısında azalma yaşanan kurumlarda norm sayısının düşmesi kaçınılmaz hale geliyor.
Bazı okullarda bir müdür yardımcısı kadrosu eksilirken, diğerlerinde yeni kadro açılması mümkün olabilecek.
Ancak burada tartışılan konu sadece “rakamlar” değil. Eğitimciler, insan unsurunun göz ardı edilmemesi gerektiğini hatırlatıyor. Çünkü bir okulun düzenini, yalnızca sayılar değil; tecrübe, uyum, kurum kültürü belirliyor.
Uzmanlara göre MEB’in norm sistemindeki en büyük sorun, veri güncelliği ve tutarlılığı. Bazı okul müdürlerinin öğrenci sayılarını manipüle ettiği, ya da belirli personeli “norm dışı” bırakmak için farklı hesaplamalara başvurduğu iddia ediliyor.
Bu durum, yalnızca bürokratik bir eksiklik değil; aynı zamanda öğretmen motivasyonunu ve kurumsal güveni zedeleyen bir mesele.
Eğitimciler, “norm güncellemeleri yapılırken sadece istatistiklere değil, okulun sosyal dokusuna da bakılmalı” çağrısında bulunuyor. Çünkü bir rehber öğretmen, sadece öğrenci sayısıyla değil, dokunduğu hayatlarla ölçülür.
Okulların 10 Ekim’e kadar sisteme son verileri girmesi gerekiyor. Bu tarihten sonra, il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri norm fazlası listelerini oluşturacak.
Ardından MEB, bu personele yönelik yer değiştirme veya görevlendirme süreci başlatacak.
Kriterler arasında hizmet puanı, yöneticilikteki süre ve öğretmenlikteki toplam hizmet yılı yer alıyor.
Eğitim sendikaları ise MEB’e çağrıda bulunarak, “norm fazlası işlemleri yapılırken gönüllülük esasına öncelik verilmesi” gerektiğini vurguluyor.
Kimi öğretmenler bu süreci “sistemin temizlenmesi ve adaletin sağlanması” olarak görürken, kimileri için durum tamamen tersi: “Yıllarca emek verdiğimiz okuldan, birkaç rakamla uzaklaştırılmak adil değil.”
MEB’in bu süreçte şeffaf, gerekçeli ve insani temelli bir iletişim yürütmesi gerektiği dile getiriliyor.
Eğitimde istikrarın sağlanması için, kadroların değil, insan emeğinin korunması gerektiği sık sık vurgulanıyor.
Norm kadrolar, “Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumlarında Görevli Personelin Norm Kadrolarına İlişkin Yönetmelik” hükümlerine dayanıyor.
Bu yönetmelik, öğrenci sayısına göre açılacak kadro sayısını net şekilde tanımlıyor; ancak uygulamada il ve ilçe farklılıkları, sonuçların eşitliğini zayıflatabiliyor.
6–10 Ekim haftası, MEB için yalnızca bir teknik veri güncellemesi değil; aynı zamanda kurum içi dengeyi yeniden tesis etme dönemi olacak.
Bu süreç, eğitim kurumlarının yapısını sessiz ama derin şekilde değiştirebilir.