10814,11%0,74
41,70% 0,02
48,71% -0,30
5331,39% 0,44
8922,33% 2,21
Milli Eğitim Bakanlığı’nın Halk Eğitimi Merkezlerinde görev yapan atölye şeflerine yönelik ek ders kesintisi yargıdan döndü. Eğitim-İş’in açtığı davada mahkeme, yapılan kesintinin hukuka aykırı olduğuna karar vererek öğretmenler lehine emsal niteliğinde bir hüküm verdi.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bünyesindeki Halk Eğitimi Merkezlerinde (HEM) görev yapan atölye şeflerinin ek ders ücretleriyle ilgili önemli bir yargı kararı alındı.
Eğitim-İş Sendikası tarafından açılan dava, öğretmenler lehine sonuçlanarak Türkiye genelindeki yüzlerce eğitimciye umut oldu.
Mahkeme, MEB’in uyguladığı ek ders kesintisinin hukuka aykırı olduğuna hükmetti ve ödemelerin yeniden yapılması gerektiğine karar verdi.
Uyuşmazlığın kaynağı, Milli Eğitim Bakanlığı’nın, halk eğitim merkezlerinde görev yapan bazı öğretmenlerin “atölye şefi” unvanıyla çalışamayacağı yönündeki iç yazışmaları ve buna bağlı olarak yapılan ek ders kesintileriydi.
MEB, bu öğretmenlerin şeflik görevlerini geçersiz sayarak ek ders ödemelerini durdurdu. Ancak Eğitim-İş, bu uygulamanın mevzuata, kazanılmış haklara ve öğretmenlerin çalışma usullerine aykırı olduğunu belirterek konuyu yargıya taşıdı.
Mahkeme, yapılan değerlendirmede, halk eğitim merkezlerinde şeflik pozisyonunun yasal olarak oluşturulabileceğini ve davacı öğretmenin bu göreve usulüne uygun şekilde atanmış olduğunu belirtti.
Kararda, “Davacı öğretmenin fiilen görev yaptığı, görevlendirmesinin geçerli olduğu ve bu kapsamda aldığı ek ders ücretinin kazanılmış bir hak teşkil ettiği” vurgulandı.
Bu nedenle, yapılan kesintinin idari işlem yönünden hukuka uygun olmadığına ve ödenmeyen ücretlerin öğretmene geri verilmesi gerektiğine hükmedildi.
Bu karar, emsal nitelik taşıyan bir yargı kararı olarak değerlendiriliyor. Benzer durumda bulunan tüm atölye şefleri, bu kararı gerekçe göstererek haklarını talep edebilecek.
Eğitim-İş Sendikası, karar sonrası yaptığı açıklamada, “Uzun süredir devam eden bu haksız uygulama, yargı önünde çözüme kavuşmuştur.
Mahkeme, öğretmenlerin emeğini ve alın terini yok sayan bu kesintinin hukuka aykırı olduğunu tescillemiştir” ifadelerini kullandı.
Sendika, Milli Eğitim Bakanlığı’na çağrıda bulunarak, “Artık bu konuda direnmek yerine, tüm illerdeki halk eğitim merkezlerinde aynı mağduriyeti yaşayan öğretmenlerin ücretleri gecikmeden ödenmelidir.” dedi.
Eğitim-İş yetkilileri ayrıca, benzer davaların önüne geçilmesi için MEB’in mevzuatta düzenleme yapması gerektiğini belirtti.
Kararın ardından sosyal medyada birçok öğretmen, “Geç de olsa adalet yerini buldu.”, “Atölye şefleri yalnız değil.” gibi mesajlar paylaştı.
Bazı öğretmenler, bu sürecin yalnızca bir kesinti davası değil, aynı zamanda “öğretmen emeğine saygı” davası olduğunu vurguladı.
Eğitim camiası genelinde karar, “öğretmenlerin hak arama mücadelesinin zaferi” olarak değerlendirildi.
Eğitim hukukçuları, bu kararın yalnızca bir davayı değil, Türkiye genelindeki yüzlerce benzer durumu da doğrudan etkileyebileceğini belirtiyor.
Uzmanlara göre, kararın ardından MEB’in aynı gerekçeyle yapılan kesintileri sürdürmesi durumunda, binlerce öğretmen tarafından yeni davalar açılabilir.
Bu da, hem idari hem mali anlamda Bakanlık için yeni bir yük oluşturabilir.
Sendikalar, kararın ardından MEB’e açık çağrıda bulunarak, öğretmenlerin haklarının teslim edilmesini ve “emsal kararlara uygun genelge” yayımlanmasını talep etti.
Aksi halde bakanlığın binlerce yeni davayla karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulunuldu.
Kararın uygulanması durumunda ise öğretmenler, geçmiş dönemde kesilen ücretlerini faizleriyle birlikte geri alabilecek.