10936,40%-0,05
41,98% 0,12
48,89% 0,23
5511,38% -0,60
9438,39% 0,00
Eğitim Gücü Sen sendikası, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’nin (CİMER), art niyetli kişilerce kamu çalışanlarına karşı bir "zorbalık mekanizması" olarak kullanılmasına sert tepki gösterdi. Sendika, asılsız şikayet ve iftiraların özellikle öğretmen, doktor ve polisler üzerinde ciddi stres ve motivasyon kaybına yol açtığını belirtti. Örnek vakalarla sistemin işleyişinin amacından saptığını vurgulayan sendika, yetkililere seslenerek, iftira atanlara karşı caydırıcı cezai yaptırımların acilen uygulanmasını talep etti.
Eğitim Gücü Sen’den Sert Tepki: “CİMER, Kamu Çalışanlarına Karşı Zorbalık Aracına Dönüştü”
Kamu çalışanlarını koruma misyonuyla hareket eden Eğitim Gücü Sendikası, son dönemde artan asılsız ihbar ve şikayetlere dikkat çekti. Sendika, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’nin (CİMER) bazı kişiler tarafından kötüye kullanılarak devlet memurlarına yönelik bir “zorbalık aracı”na dönüştürüldüğünü belirterek sert açıklamalarda bulundu.
Eğitim Gücü Sen’in açıklamasına göre, vatandaşların kamu kurumlarına doğrudan ulaşabilmesini sağlamak amacıyla kurulan CİMER, bazı art niyetli kişilerin elinde “şikayet silahına” dönüşmüş durumda. Sendika, sistemin bu şekilde kullanılmasının hem kamu hizmetlerinin kalitesini düşürdüğünü hem de çalışanların mesleki huzurunu bozduğunu vurguladı.
“CİMER, vatandaş ile devlet arasındaki köprü olma amacından uzaklaşmış, bazı bireylerce kamu personeline psikolojik baskı kurma aracına dönüştürülmüştür. Artık sistemin cılkı çıkmıştır.”
— Eğitim Gücü Sen Basın Açıklaması
Sendika, birçok kamu çalışanının, haksız ve mesnetsiz şikayetler nedeniyle haksız soruşturmalara maruz kaldığını, bu durumun da motivasyon kaybına, stres artışına ve iş veriminde ciddi düşüşe yol açtığını belirtti.
Sendikanın açıklamasında, sahadan gelen çarpıcı örnekler paylaşıldı.
Bunlar arasında;
Sınavda düşük not alan bir öğrencinin velisinin öğretmeni CİMER’e şikayet etmesi,
Randevusuz muayene olamayan bir vatandaşın doktora “hakaret etti” diyerek iftirada bulunması,
Madde bağımlısı bir kişinin “polis beni dövdü” şeklindeki asılsız beyanı gibi olaylar yer aldı.
Bu örneklerin ardından açılan idari soruşturmaların, kamu görevlilerinin psikolojisini zedelediği, görev motivasyonunu düşürdüğü ve devlet-vatandaş ilişkisine zarar verdiği ifade edildi.
Eğitim Gücü Sen, bu durumun artık sürdürülemez bir hale geldiğini belirterek yetkililere açık çağrıda bulundu:
“Ya CİMER zorbalığına son verilsin ya da CİMER üzerinden asılsız ihbar ve iftirada bulunanlar hakkında caydırıcı cezai yaptırımlar uygulansın.”
Sendika, kamu çalışanlarının mesleki onurunu koruyacak yasal düzenlemelerin ivedilikle hayata geçirilmesini talep etti. Özellikle “iftira, asılsız ihbar ve hakaret içerikli bildirimlerin” ciddi bir suç olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Eğitim Gücü Sen’e göre, memurların sürekli tehdit ve şikayet baskısı altında çalışması, kamu hizmetinin kalitesini doğrudan etkiliyor.
Birçok öğretmen, doktor, polis ve memur, haklı olduğu halde “şikayet edilme korkusuyla” karar almaktan çekiniyor.
Bu durum, yalnızca bireysel değil, kurumsal düzeyde de devlet otoritesini zayıflatıyor. Sendika, “kamu görevlisinin onuru, devletin itibarının bir parçasıdır” diyerek, CİMER sisteminin yeniden düzenlenmesi gerektiğini savundu.
Uzmanlara göre, CİMER’in kötüye kullanılmasının temel nedeni, sistemin filtreleme ve doğrulama mekanizmalarının yetersizliği.
Her şikayet doğrudan kurumlara iletiliyor ve genellikle aslı araştırılmadan inceleme süreci başlatılıyor.
Bu da hem zaman kaybına hem de haksız ithamlarla dolu dosyaların oluşmasına neden oluyor.
Bazı hukukçular, bu sürecin “şikayet hakkını suistimal etme” noktasına geldiğini, CİMER’in yeniden yapılandırılması gerektiğini savunuyor.
Eğitim Gücü Sen’in açıklaması, sahadaki genel memur algısına da dikkat çekiyor.
Sendikaya göre, sürekli şikayet edilen, her adımı denetlenen ve savunma vermek zorunda bırakılan kamu personeli, devletin hizmet yüzü olmaktan çıkıyor.
“Vatandaşın şikayet hakkı elbette kutsaldır, ancak bu hak kamu görevlisini hedef alan bir linç aracına dönüşmemelidir.”
Sendika, CİMER üzerinden asılsız beyanda bulunan kişilere yönelik cezai yaptırımların artırılmasını istiyor.
Bu kapsamda, “iftira, yalan beyan ve mesnetsiz suçlamaların” Türk Ceza Kanunu kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini savunan sendika, kamu çalışanlarının itibarı için net bir yasal zemin oluşturulması gerektiğini vurguladı.
Eğitim hukukçularına göre, CİMER şikayetlerinin artması, kamu yönetiminde güven krizinin derinleştiğini gösteriyor.
Uzmanlar, “vatandaşın şikayet hakkı korunmalı, ancak asılsız ihbarlar da cezasız kalmamalı” görüşünde birleşiyor.
Bazı hukukçular, “şikayet filtreleme komisyonları” kurulmasını ve her başvurunun doğrudan değil, ön inceleme sürecinden geçirilmesini öneriyor.
CİMER’in kuruluş amacı, devletle vatandaş arasında güçlü bir iletişim köprüsü kurmaktı.
Ancak sistemin kötüye kullanılması, bu köprüyü bir “şikayet platformuna” dönüştürmüş durumda.
Eğitim Gücü Sen’in çağrısı, yalnızca memurlar için değil, adalet duygusunu korumak isteyen herkes için önemli bir uyarı niteliği taşıyor.
CİMER, şeffaflığın değil, korkunun aracı haline gelmemeli.
Gerçek reform, hem vatandaşın hakkını koruyan hem de kamu çalışanını ezmeyen dengeli bir sistemle mümkün olabilir.
1️⃣ CİMER nedir ve nasıl işler?
CİMER, vatandaşların kamu kurumlarına doğrudan başvuru yapmasını sağlayan bir iletişim platformudur. Başvurular ilgili kurumlara iletilir ve yasal süre içinde yanıtlanır.
2️⃣ Eğitim Gücü Sen neden CİMER’i eleştiriyor?
Sendika, sistemin amacından saparak kamu çalışanlarını hedef alan asılsız şikayetler için kullanıldığını savunuyor.
3️⃣ Asılsız şikayetlerde cezai yaptırım var mı?
Türk Ceza Kanunu’na göre iftira ve yalan beyan suçtur, ancak CİMER özelinde caydırıcı cezalar henüz yeterli düzeyde uygulanmıyor.
4️⃣ CİMER üzerinden yapılan şikayetler anonim mi?
Başvurular genellikle kimlik doğrulamasıyla yapılır, ancak yanlış veya eksik bilgi verilmesi durumunda denetim mekanizması yetersiz kalabiliyor.
5️⃣ Sendikanın çözüm önerisi nedir?
Eğitim Gücü Sen, CİMER’in denetim sisteminin güçlendirilmesini, asılsız ihbar yapanlara yaptırım uygulanmasını ve kamu çalışanlarının itibarını koruyacak düzenlemelerin yapılmasını istiyor.