9170,56%-0,08
39,10% 0,01
44,57% 0,90
4169,00% 0,88
6643,94% -0,16
Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, "Türkiye'de Yükseköğretimin Yeniden Yapılandırılması Uluslararası Kongresi"nde önemli açıklamalarda bulundu. Yalçın, "4+4+4" eğitim sisteminin revizyonu için bir ön çalışma yürüttüklerini belirterek, 21. Milli Eğitim Şurası'nda bu konunun gündeme gelmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, yükseköğretim mevzuatı ve üniversitelerdeki yönetim anlayışına ilişkin de çarpıcı eleştiriler getirdi.
Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, 21. Milli Eğitim Şurası’nda ele alınması gereken en önemli konulardan birinin 4+4+4 eğitim sistemi olması gerektiğini belirterek, revizyon çalışmaları hakkında ilk detayları paylaştı. Yalçın, eğitim sisteminin yeniden kurgulanması gerektiğini ifade ederek, özellikle mesleki eğitime yönelik çözümlerin geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. İşte Milli Eğitim Şurası’ndaki eğitim reformu tartışmalarına dair önemli gelişmeler!
Ali Yalçın: 4+4+4 Eğitim Sistemi İçin Revizyon Çalışması Yapıyoruz!
Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Türkiye’de uzun yıllardır yürürlükte olan 4+4+4 zorunlu eğitim sisteminin yeniden ele alınması gerektiğini belirterek, revizyon çalışmalarına başladıklarını açıkladı. Yeni neslin ihtiyaçları, mesleki eğitime verilen önemin artırılması ve akademik yönlendirme mekanizmasının geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Yalçın, 21. Milli Eğitim Şurası'nda bu konunun tartışılması gerektiğine dair öneriler sunduklarını belirtti.
Türkiye’de 2012 yılından beri uygulanan 4+4+4 eğitim modeli, öğrencilerin ilkokuldan itibaren belirli yaş aralıklarında eğitimi tamamlamasını amaçlayan bir sistem olarak öne çıkmıştı. Ancak geçen yıllar içinde bu sistemin bazı eksiklikleri olduğu yönünde hem eğitimciler hem de akademisyenler tarafından eleştiriler gündeme geldi.
Eğitim-Bir-Sen olarak bu sistemin uygulanma sürecinde ortaya çıkan eksiklikleri ve yeni veriler ışığında geliştirilmesi gereken yönleri analiz ettiklerini belirten Yalçın, şu ifadeleri kullandı: "Bu sistem, ilk oluşturulduğunda mesleki eğitimin önünü açma hedefini taşıyordu. Ancak yıllar içinde, özellikle meslek liselerine yönlendirmenin yeterli seviyeye ulaşmadığını görüyoruz. Öğrenciler genellikle akademik liselere yönlendiriliyor, ancak piyasanın ihtiyacı olan teknik ve mesleki donanıma sahip mezun sayısı yetersiz kalıyor."
Eğitim sisteminde yaşanan en büyük problemlerin başında akademik yönlendirme mekanizmasının eksikliği geliyor. Öğrencilerin büyük bir kısmı üniversiteye hazırlık amacıyla akademik liselere yönlendiriliyor, ancak meslek liselerinin yeterince teşvik edilmemesi ara eleman ihtiyacının karşılanmasını zorlaştırıyor.
Yalçın, bu konuda şu değerlendirmelerde bulundu: "Eğitim sisteminin akademik liselere öğrencileri yığması çok sağlıklı bir durum değil. Çünkü piyasadaki aranan eleman ihtiyacı göz önüne alındığında, mesleki eğitime daha fazla fırsat vermek gerekiyor. Öğrencilerin yönlendirme mekanizmasının daha bilinçli ve sürdürülebilir olması için ciddi reformlar şart."
Bu noktada Eğitim-Bir-Sen tarafından yürütülen Stratejik Araştırmalar Merkezi (EBSAM) odak analiz çalışmaları, eğitim sistemindeki yönlendirme mekanizmalarının eksikliklerini ve çözüm yollarını ortaya koymayı amaçlıyor.
Yalçın, eğitim fakültelerinin öğretmen yetiştirme süreçlerine yönelik değerlendirmelerde bulunarak, Milli Eğitim Bakanlığı'nın "Milli Eğitim Akademisi" projesine dikkat çekti. Bu akademi sayesinde öğretmenlerin sadece teorik bilgiyle değil, uygulamalı eğitimle de yetiştirilmesinin hedeflendiğini belirten Yalçın, şu noktalara vurgu yaptı:
Öğretmen adayları, bir yıl boyunca sınıf ortamında gözlem ve deneyim kazanacak.
Akademik eğitimin pratik uygulamalarla desteklenmesi sağlanacak.
Öğretmenlerin mesleğe atanmadan önce daha yüksek bir hazır bulunuşluk seviyesine ulaşması hedefleniyor.
Ancak bu sürecin üniversitelerdeki eğitim fakültelerinde ciddi tartışmalara yol açması bekleniyor. Yükseköğretim müfredatında köklü değişiklikler yapılarak, öğretmen adaylarının profesyonel gelişiminin daha sistematik hale getirilmesi gerekiyor.
Türkiye'deki yükseköğretim sistemine yönelik tartışmalara da değinen Yalçın, özellikle 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun güncellenmesi gerektiğini belirtti. Üniversitelerde yönetim mekanizmalarının daha demokratik ve katılımcı bir yapıya dönüştürülmesi gerektiğine dikkat çeken Yalçın, şu noktaları gündeme taşıdı:
Üniversitelerde çalışanların hakları daha iyi korunmalı.
İdari personelin aile bütünlüğü gözetilmeli ve yer değişikliği hakları genişletilmeli.
Akademik senatolar, çalışan temsilcilerinin dahil edildiği daha katılımcı bir yapıya kavuşturulmalı.
Özellikle YÖK tarafından uygulanan merkezi yönetim anlayışının demokratikleştirilmesi gerektiğine vurgu yapan Yalçın, akademik özgürlüklerin korunması adına daha katılımcı politikaların benimsenmesi gerektiğini belirtti.
Eğitim-Bir-Sen’in yaptığı çalışmalara göre 4+4+4 eğitim sistemi, yükseköğretim politikaları ve öğretmen yetiştirme süreçlerinde önemli reformlara ihtiyaç duyulmaktadır. Öğretmenlerin yetiştirilmesi, mesleki eğitime yönlendirme mekanizmaları ve üniversitelerde katılımcı yönetim anlayışının sağlanması gibi başlıklar, eğitim politikalarının geleceğini belirleyecek kritik konular arasında yer alıyor. Eğitim-Bir-Sen, bu süreçte yaptığı Stratejik Araştırmalar Merkezi (EBSAM) odak analiz çalışmalarını tamamlayarak kamuoyuna duyuracak ve önerilerini paylaşacaktır.