14200,54%-0,68
42,69% 0,02
50,23% 0,09
5916,82% 0,14
9522,21% -0,18
Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde görev yapan binlerce branş öğretmenini yakından ilgilendiren, çalışma saatleri ve yasal haklar ekseninde çok kritik bir gelişme yaşandı. Eğitim Gücü Sen, 2025-2026 eğitim-öğretim yılı için radikal bir eylem kararı alarak, öğretmenlerin haftalık 21 saati aşan ders yükümlülüklerine karşı hukuki bir süreç başlattı. Mevzuata göre kadrolu ve sözleşmeli branş öğretmenlerinin girmesi gereken zorunlu ders saati sınırı belli olmasına rağmen, pek çok okulda "resen görevlendirme" adı altında öğretmenlerin bu sınırın üzerinde çalıştırılması sendikanın tepkisini çekti. Yayınlanan bildiride, öğretmenlerin istemedikleri takdirde 21 saatin üzerindeki ders görevlerinden feragat edebilecekleri yasal bir dille vurgulandı. Sendika yönetimi, öğretmenlerin maaş karşılığı ve zorunlu ek ders yükü dışında kalan saatleri "isteğe bağlı" olarak yerine getirmeme hakkını kullanmalarını istiyor. Peki, bu eylem süreci nasıl işleyecek? İtiraz dilekçesi vermeden eylem yapılabilir mi? Okul yönetimlerinin resen görevlendirme yetkisinin sınırları nelerdir? Eğitim camiasında dengeleri değiştirecek olan bu hak arayışı mücadelesinin tüm ayrıalları, dilekçe prosedürleri ve hukuki dayanakları haberimizin derinliklerinde sizleri bekliyor...
Eğitim Gücü Sen’den Ders Yükü Reformu: 21 Saat Sınırını Aşan Öğretmenler İçin Eylem Süreci Başladı!
Milli Eğitim Bakanlığı'nda (MEB) görev yapan branş öğretmenlerinin çalışma koşulları ve haftalık ders saatleri, sendikal bir boykotla yeni bir boyuta taşındı. Eğitim Gücü Sen, öğretmenlerin yasal sınır olan 21 saatin üzerinde derse girmeye zorlanmasına karşı "isteğe bağlı çalışma" eylemini hayata geçirdiğini duyurdu.
Mevcut mevzuat çerçevesinde, kadrolu ve sözleşmeli branş öğretmenlerinin haftalık girmesi gereken ders saati sınırı 21 saat olarak tanımlanmıştır. Ancak uygulamada, öğretmen yetersizliği veya program yoğunluğu gerekçe gösterilerek öğretmenler bu sınırın çok üzerinde derse girmeye zorlanabiliyor. Eğitim Gücü Sen Genel Merkez Yönetim Kurulu, yayınladığı bildiriyle bu duruma hukuki bir set çekti. Sendika, kanunen öğretmenlerin rızası olmadan 21 saatin üzerinde görevlendirilmesinin "resen görevlendirme" kılıfıyla dayatılamayacağını savundu.
2025-2026 eğitim-öğretim yılını kapsayan bu eylem kararı, öğretmenlerin sadece maaş karşılığı olan dersleri ve yasal olarak zorunlu tutulan ek ders saatlerini kapsıyor. Bu sınırların ötesine geçen her türlü ders görevi, sendikanın aldığı karar doğrultusunda "isteğe bağlı" hale getiriliyor. Yani bir öğretmen, okul yönetimi tarafından kendisine yazılan 21 saatin üzerindeki dersleri, kendi isteğiyle feragat ederek reddetme hakkına sahip olacak.
Eğitim Gücü Sen, eyleme katılmak isteyen üyeleri için önemli bir teknik uyarıda bulundu. Sürecin hukuki zeminde sağlam ilerleyebilmesi için öğretmenlerin doğrudan eylem dilekçesi vermemesi gerekiyor. İzlenmesi gereken yol haritası şu şekildedir:
İtiraz Dilekçesi: Öğretmen, öncelikle okul müdürlüğüne bir itiraz dilekçesi sunarak 21 saatin üzerindeki ders görevlendirmesinin yasal sınırları aştığını beyan eder.
Eylem Dilekçesi: İtirazın reddedilmesi veya sürecin devam etmesi durumunda, sendikanın hazırladığı eylem dilekçesi verilerek görevden feragat hakkı kullanılır.
Sendika Sözcüleri, bu eylemin amacının eğitim-öğretimi aksatmak değil, aksine öğretmenin üzerindeki aşırı yükü hafifleterek eğitim kalitesini artırmak olduğunu vurguluyor. Haftada 30 saati aşan ders yüklerinin öğretmende tükenmişliğe yol açtığı ve verimi düşürdüğü belirtiliyor. "Resen görevlendirme" uygulamasının bir mobbing aracına dönüşmemesi gerektiğini savunan Eğitim Gücü Sen, tüm branş öğretmenlerini yasal haklarına sahip çıkmaya davet ediyor.
Şimdi gözler, bu eylem kararının okullardaki ders programlarına nasıl yansıyacağına ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu sivil itaatsizlik hamlesine karşı nasıl bir tavır alacağına çevrilmiş durumda.