Türkiye Cumhuriyeti Ankara İş Mahkemesinin,Eğitim-Bir Sen Ordu 1 No’lu Şubesi’nde 13.01.2024 tarihinde gerçekleştirilen olağanüstü genel kurulu iptal ettiğini ve yeni yönetim kurulu seçilinceye kadar sendikaya kayyum atanmasına karar verdiğini Ordukaynaklı yerel bir haber ajansı yayımladı.

Sendika üst yöneticilerinin son yıllarda ardı arkası kesilmeyen haksız, hukuksuz ve kanun tanımaz uygulamaları Memur-Sen tarihinde ilk kez Ali Yalçın döneminde Sendikanın Kayyumla tanışmasına neden oldu. Yargının bu kararı, sendika üst yöneticilerine ve uygulamalarına güvenin kalmadığının ispatı niteliğindedir.

Sendikacılar, kendi lehlerine çıkan yargı kararlarını büyük bir zafer kazanmış edasıyla kamuoyuna duyururken, kendi aleyhlerinde çıkan yargı kararlarında ise sessiz kalmayı bir tarafa bırakın büyük bir şımarıklıkla ve hadlerini aşarak hukuka meydan okumayı tercih ediyorlar.

Sendika üst yöneticilerinin, bir milyon üyenin omuzlarına basarak çıktıkları Kuşadası zirvesindeki TOKİ arazisine muhteşem deniz manzaralı lüks villa yaptırmaları bazı haber ajanslarında yayımlandıktan sonra amacı dışında kullanılan ve kamu vicdanını derinden yaralayan TOKİ arazisine yapılan lüks konakları, Yıldırım Demirci’nin gündemde tutmasındandolayı Ali Yalçın paniğe kapılmıştır.  Ali Yalçın, Yıldırım Demirci’yi korkutarak davasından vazgeçirmek ve susturmak istemiştir. 

Eğitim Kurumlarının Hizmet Alanları Komisyon Marifetiyle Belirlenmeli Eğitim Kurumlarının Hizmet Alanları Komisyon Marifetiyle Belirlenmeli

Bunun için Ali Yalçın ve avanesi sanal bir karakterolan A. Tanıl Karakuş üzerinden Yıldırım Demirci’ye tehditler ve teşkilatımızın vakarına yakışmayanhakaretler yağdırmıştır. Haksız ve hukuksuz bir şekilde sendikadan çıkarılmasına karşın Yıldırım Demirci, sendikaya açtığı davayı kazanmasından sonra aynı sanal karaktere; “Mahkeme kararının hükmü kâğıtüzerinde.” Dedirterek hukuk tanımazlıklarını pervasızca göstermişlerdir. 

Acaba Ali Yalçın, Yargının sendikaya kayyum atanması kararı için de yine sanal karakter üzerinden; "Mahkemenin bu kararı bir kağıt parçasından ibarettir.” Şeklinde bir açıklama yazdıracak mı? 

4688 sayılı Kanunun amir hükmü açık ve net bir şekilde ortadayken hem Küçükçekmece Belediyesinde başkan yardımcılığı hem de sendikada yöneticilikgörevini yapan, şimdi ise Bem-Bir-Sen Genel Başkanı Levent Uslu’nun yerine de Kayyum atanmalıdır. 

Sendikacılıktan ziyade kooperatif masumiyetininkisvesi altında, hazine arazilerinin peşinde koşan ve alınan araziler üzerindeki inşaatlarla meşgul olan ve kendisi ile birlikte birinci derece yakınlarının da yöneticilik yaptığı bir değil, iki değil, üç değil, tam tamına dört ayrı Paraf Yapı Kooperatifleriyle ilgilenen Bayındır-Memur-Sen Genel Başkanı Soner Can Tufanoğlu’nun yerine de Kayyum atanmalıdır.

Fakir fukara garip gurabanın bir ev sahibi olma hayalini süsleyen ve tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan TOKİ arazisine “Kuşadası Marin Panorama Konakları” projesi adı altında ultra lüks konutların yapılmasına öncülük eden Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın’ın yerine de Kayyum atanmalıdır.

Kurdukları korku ikliminde davayı rantların maskesi yaparak sendikayı zenginleşme aparatına dönüştüren Ali Yalçın başkanlığındaki ceberut yönetimi, üyeler yaklaşmakta olan seçimlerde göndermekte kararlıdır. Sendika, kurucu değerleriyle ve ilkeleriyle yeniden yükselecektir.

 Yıldırım Demirci