Bilindiği üzere Bakan Mahmut Özer’i umursamayıp öğretmen tarifesine göre velilerden kayıt parası toplayan Osmaniye’deki okul müdürünü haber yapmıştık ve kamuoyunda büyük ses getiren bu haberimiz sonrası Bakan Özer’in talimatıyla okul müdürü görevinden uzaklaştırılmıştı. Fakat geldiğimiz süreçte İl Milli Eğitim Müfettişlerince yürütülen soruşturmadaki bazı vicdanları yaralayan garip gelişmeler, zihinleri karıştırmaya başladı ve doğal olarak “Bakan Mahmut ÖZER'i umursamayan Osmaniye’deki Okul Müdürü Birileri Tarafından Kollanmaya mı Çalışılıyor ?” sorusunu da beraberinde getirdi.
Osmaniye'nin Kadirli İlçesindeki Borsa İstanbul İlkokulu Müdürünün soruşturması ilerledikçe okul müdürünün sadece öğretmen tarifesine göre kayıt parası toplamadığı bunun yanı sıra birçok usule aykırı işlere imza attığı ortaya çıktı. Soruşturmanın güvenirliğine gölge düşmesinin ve bu soruşturma sonucunda okul müdürünün birileri tarafından korunup kollanılmaya mı çalışılıyor düşüncesinin ortaya çıkmasının sebebi ise soruşturmada o kadar çok usule aykırı parasal işlere imza atılmış olmasına rağmen okul müdürü hakkında hala adli boyutta bir girişimde bulunulmamış olması ve her şey belgeli ve alenen ortada olmasına rağmen soruşturmanın ağırdan alınmasıdır.
Soruşturma hukukuna hakim olan herkes bilir ki soruşturma esnasında adli boyutu olan herhangi bir olay veya işlem tespit edilirse derhal zaman kaybedilmeden soruşturmanın adli boyutunun da başlatılması için 4483 sayılı kanunu hükümlerine göre soruşturmacılar tarafından gerekli işlemler başlatılır ve ilgili amirler tarafından da süreç yürütülür. Yalnız bu soruşturmada çok gariptir ki Bakan Mahmut ÖZER'i umursamayan Osmaniye’deki okul müdürü hakkında aşağıda bazılarını söylediğimiz maddi ve usulsüz işlem ortaya çıksa da hala soruşturmanın adli boyutu başlatılması için herhangi bir işlem başlatılmamıştır.
Kadirli Borsa İstanbul İlkokulu Müdürünün soruşturmasında ortaya çıkan ve vicdanları yaralayan olaylardan bazıları şu şekilde;
1. Kamuoyuna ilk yansıyan konu olan velilerden öğretmenine göre kayıt parası toplaması. Okul öğrenci kayıtları 5 sınıfta parayla yapılıyor. Yaklaşık 50 öğrenci para veriyor hepsi de tesadüf bu ya, 5 şubeye de paranın miktarına göre yerleşmiş. Okulun Banka hesabından öğrenci velilerinin yatırdığı para miktarıyla öğrencilerinin okuduğu sınıf şubeleri aleni bir şekilde somut olarak ortada durmaktadır. Üstelik bu kayıt paralarının bazılarını elden alındığı ve banka kayıtlarına yansımadığı ve bu konular hakkında ses kayıtlarının da olduğu iddia ediliyor. Okul aile birliğine yatan dışında elden bu sınıflar için para verdiğini söyleyen yüzlerce veli var. Durum o kadar vahim ki ses kayıtları maarif müfettişlerine verilmiş? Elden para toplanma durumu iddiaları ve belgelerinin karşılığında adli boyutunun da olması gerekmez mi ? O zaman herkes keyfiyetine göre bu şekilde parasal işlere girişebilir mi?
2. Okul kantincisinin aylarca kantin parasını ödemediği halde işletmeye devam etmiş ve iki ay üst üste aylığı ödemeyince kantincinin sözleşmesi fesih edilmesi gerekirken her ne hikmetse okul müdürü görevden uzaklaştırılınca sözleşmesi feshediliyor (üst üste 7 defa kirasını yatırmadığı ve 185000 lira civarı borç). Bu zamana kadar kantinci parasını ödemese de nasıl kantin sözleşmesi fesih edilmedi? Ayrıca sözleşmesi fesih edilen kantinci hala okul kantinini boşaltmayıp işgal etmeye de devam etmektedir. Kantin ihalesini yeni alan kişi devlete aylarca parasını ödemeyip yüz bin TL civarı borcu olduğu için sözleşmesi fesih edilen eski kantinci kantini boşaltmadığı için 2 aydır kantini işletmeye başlayamadı. Ayrıca burada sorulması gereken soru şu: bu kantinci kantini nasıl işgal etmeye devam edebiliyor ve işgal edilen kantin denetlenemediği için oradan alışveriş yapan herhangi bir öğrencinin zehirlenmesi ve hatta Allah korusun ölmesi sonucunda bunun hesabını kimler verebilecek? Bu kantinci bu gücü nereden alıyor ve Kadirli’deki kolluk kuvvetleri işgal edilen kantini boşaltabilir mi ?
3. Borsa İstanbul İlkokulu Müdürü için sanırız okul para bakımından getirisi yüksek bir yer olmalı ki okulun bahçesindeki okul müdüründen zeytin ağaçları da nasibini almış. Okulun bahçesinde yaklaşık olarak 120-130 civarında zeytin ağacı var ve bu zeytin ağaçlarının zeytinleri herhangi bir okul kayıtlarına girmeden okuldan öğretmenlere verilerek toplatılıp satılmış. Ayrıca bu konuda zeytin ağaçları karşılığında okul müdürüne parayı elden verdiklerine dair öğretmenlerin ifadeleri müfettişlerde mevcut. Okul malı kayıt dışı kullanılıyor ve para getirisi ise elden alınarak yatırılması ise herhangi bir kayda girmiyor! Bu olay öğrenilir öğrenilmez adli boyutuyla da hukuki sürecin başlatılması gerekmez mi? Neden bu konu hakkında da bir adli süreç başlatılmış değil?
4. Milli Eğitim Bakanlığımız tarafından genel bütçeden gönderilen temizlik ve kırtasiye parası ile 3000-4000 litre civarında Sabun ve 500 top A 4 kağıdı alındığı resmiyette görünüyor. Ama her ne hikmetse bu kadar malzeme 10 günde bitiyor! Bu kadar malzeme bu kadar günde bitmez. Ya hiç alınmamıştır ya da o malzemeler okul dışında bir yerlerde olabilir? Ama ne yazık ki okulda yok! Bu durumun da araştırılması ve kamuoyunun aydınlatılması gerekir. O çocukların hakkına göz göre göre girilmesine ve devletin parasının hiç edilmesine hiç kimse razı gelmemeli! Müfettişler bunu gördükten sonra ne yaptılar acaba…Genel bütçe ile alınan diğer demirbaşlar veya malzemeler nasıl olur da ortada olmaz? Bu parasal olan usule aykırı işlemlerin de adli boyutu olmaz mı, nasıl olur da bu konuda da hala adli süreç başlatılmaz? Aklımız almıyor…
5. Okul Aile Birliğinden yapılan harcamaların neredeyse tamamının usulsüz ve hayali olduğu iddia edilmektedir ve birçoğunun soruşturma ile kolaylıkla ortaya çıktığı veya çıkartılabileceği iddia edilmektedir. Yeter ki müfettişler okul aile birliği işlemlerini ve malları harcananların karşılığı olan tüm malzemeleri incelesinler… Tabi Müfettişler bu ve diğer ekonomik konuları zaman geçirmeden ve olayları soğutmadan incelerlerse her şey ortaya çıkacaktır.
6. Okul Müdürü hakkında son iki yılda en az 300-400 tane resmi ve şifahi veli şikayetleri varken tamamından nasıl akladığı da ayrı bir soru işareti olarak karşımıza geliyor.
Yukarıda sadece birkaç tanesine değindiğimiz olaylarda dahi okul müdürü hakkında hala adli girişimlerin başlatılmamış olması ve soruşturmanın çok ağır ilerlemesi yazımızın başında da ifade ettiğimiz gibi soruşturmada okul müdürünün bir takım eller tarafından korunduğu algısını da beraberinde getiriyor. Bu soruşturmadaki çok ciddi parasal dahil usule uymayan her türlü işlemin aydınlatılması ve sorumlular hakkında devletimizin büyüklüğüne yaraşır bir şekilde işlemlerin işletilmesi için soruşturmanın hakkaniyetle yürütülmesi ve hatta tarafsız olduğu bilinen Bakanlık Müfettişlerince soruşturmanın ele alınması çok büyük bir ihtiyaç haline gelmiştir.