Tarih: 05.10.2025 08:21

Zümre başkanlarına öğretmenlere denetleme yetkisi geliyor!

Facebook Twitter Linked-in

Millî Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) hayata geçirdiği "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" ile birlikte, Türk eğitim sisteminde denetim ve performans değerlendirme mekanizmaları köklü bir revizyondan geçiyor. Bu yeni düzenleme, özellikle zümre başkanlarını, öğretmenlerin mesleki geleceğini doğrudan etkileyecek kritik bir pozisyona taşıyor. Artık zümre başkanları, okul müdürleriyle birlikte hareket ederek, meslektaşlarının sınıf içi yeterliliklerini değerlendirme yetkisine sahip olacak. Bu durum, eğitim camiasında heyecanla karışık ciddi tartışmaları şimdiden fitilledi.

Öğretmen Performansında Çift Aşamalı Denetim Dönemi

Geleneksel olarak okul müdürleri, bakanlıkça tanınan yetkilerle her yıl düzenli aralıklarla öğretmenlerin derslerine girerek bir nevi iç denetim görevini yerine getiriyordu. Ancak yeni uygulama, bu sürece daha derinlemesine ve branş odaklı bir katman ekliyor.

Sınıf içi performansında yetersizlik tespit edilen veya gelişim ihtiyacı olduğu düşünülen öğretmenler için artık yeni bir süreç başlıyor. Bu öğretmenler, yalnızca okul müdürünün değil, aynı zamanda müdürün görevlendireceği, aynı branşta tecrübeli bir meslektaş olan zümre başkanının da gözlemine tabi tutulacak. Bu işbirliği, denetimin daha alan odaklı ve teknik yeterlilikleri mercek altına alan bir yapıya dönüşmesini amaçlıyor.

Zümre Başkanlarına Yetki Devri: Rehberlik mi, Hiyerarşi mi?

Yeni düzenlemeyle birlikte, zümre başkanlarına okul müdürüyle birlikte öğretmenleri denetleme, gözlemleme ve değerlendirme yetkisi resmiyet kazanmış oluyor. Bu yetki devri, özellikle yeni Maarif Modeli çerçevesinde derslere giren öğretmenleri kapsayacak. Zümre başkanlarının, ders izleme formları aracılığıyla, öğretmenin ders anlatım metodolojisi, öğrenme ortamını yönetimi, program hedeflerine uygunluğu ve öğrenci başarısına katkısı gibi çok sayıda kriteri puanlayacağı belirtiliyor.

Bu mekanizma, zümre başkanlarının geleneksel görev tanımını (müfredat birliği, sınav koordinasyonu, mesleki dayanışma) aşan, meslektaşının kaderinde belirleyici olma gücünü eline alması anlamına geliyor. Denetim sonucunda yetersiz bulunan öğretmenler için öncelikle rehberlik ve okul temelli eğitim programları devreye girecek. Ancak bu süreçler sonunda da beklenen iyileşme sağlanamazsa, durumun daha üst düzey denetim mekanizmalarına taşınabileceği ifade ediliyor.

Eğitim Camiasında Beklenen Tepki: 'Öğretmen, Öğretmeni Denetler mi?'

Uygulamanın en hassas ve tartışmalı yönü, "öğretmenin öğretmeni denetlemesi" ilkesi üzerine kurulu olmasıdır. Eğitim sendikaları ve birçok meslek kuruluşu, bu durumun okul ortamında ciddi gerilimlere yol açacağı endişesini taşıyor.

Eleştirilere göre, denetleme yetkisinin bir meslektaşa verilmesi, öğretmenler arasındaki yatay işbirliği ve mesleki güveni sarsabilir. Birçok eğitimci, bu yetkinin, zümre başkanları tarafından sübjektif değerlendirmelere veya bir güç/baskı aracıolarak kullanılabileceğinden çekiniyor. Öğretmenler, zümre başkanının asli görevinin gelişim odaklı rehberlik ve koordinasyon olması gerektiğini, cezai veya kariyer belirleyici denetim yetkisinin ise bağımsız ve profesyonel müfettişler tarafından yürütülmesi gerektiğini savunuyor.

Maarif Modelinin Başarısı İçin Kritik Eşik

MEB'in bu hamlesi, Maarif Modeli'nin felsefesini sınıflara taşıma ve genel eğitim kalitesini yukarı çekme amacına hizmet etse de, uygulamanın sahada yaratacağı etkiler büyük önem taşıyor. Eğitim otoriteleri, sistemin beklenen verimi sağlayabilmesi için zümre başkanlarına verilen bu yetkinin sadece bir puanlama aracı olmaktan öte, yetersizlik tespit edilen alanlarda etkili mentorluk ve nitelikli hizmet içi eğitimlere kapı aralayan bir gelişim mekanizması olarak işlemesi gerektiği konusunda uyarıyor. Aksi takdirde, sistemin pedagojik faydadan çok, moral ve motivasyon düşüklüğüne neden olan bir hiyerarşik baskı yaratma riski bulunuyor.

Bu radikal düzenleme, Türk eğitim tarihinde denetim felsefesini yeniden tanımlarken, zümre başkanlarını da eğitim yöneticisi niteliğinde bir pozisyona taşıyor. Uygulamanın getireceği sonuçlar, Maarif Modeli'nin geleceği ve öğretmenlik mesleğinin statüsü açısından yakından takip edilecek.

Sizce bu yeni denetim modeli, öğretmenler arasındaki işbirliğini artırır mı, yoksa rekabeti ve gerginliği körükler mi?




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —