Yaptığı isabetli analizlerle tanınan sosyal güvenlik uzmanı Özgür Erdursun, 2026 yılı net asgari ücreti için resmi enflasyon hedeflerine dayandırdığı senaryolarla 28.000 TL seviyesini işaret etti. Ancak Erdursun, kamuoyunu asıl meselenin bu miktar değil, asgari ücretle geçinmek zorunda kalan çalışanların oranındaki dramatik artış olduğu konusunda uyardı. Uzman isim, asgari ücretin bir 'ortalama ücret' haline gelmesinin orta sınıfı erittiğini belirterek, kalıcı çözüm için 6 maddelik bir reform paketi önerdi.
Erdursun'dan 2026 Asgari Ücret Analizi: "28 Bin TL Mümkün Görünüyor"
Türkiye'de ücret politikalarının geleceği tartışılırken, sosyal güvenlik uzmanı Özgür Erdursun yeni bir değerlendirme yaptı. Erdursun, 2026 yılına ilişkin ekonomik projeksiyonlarda resmi enflasyon hedeflerini baz alarak üç farklı senaryo oluşturdu. Bu senaryolara göre, net asgari ücretin 28.000 TL seviyesine ulaşabileceği ifade edildi.
Erdursun, asgari ücretteki yükseliş ihtimalinin teknik olarak mümkün olduğunu ancak tartışmanın odağının yanlış yerde konumlandığını belirterek dikkatleri farklı bir noktaya çekti.
Ünlü ekonomi ve sosyal güvenlik uzmanı, kamuoyunun her yıl tekrarlanan "Asgari ücret ne kadar olacak?" tartışmalarına sıkışmaması gerektiğini söyledi. Erdursun'a göre Türkiye'nin temel problemi, ücret tutarındaki artış değil, asgari ücrete mahkûm çalışan sayısındaki dramatik yükseliş.
Erdursun açıklamasında,
"Türkiye'nin hedefi, asgari ücreti sürekli artırmak değil; asgari ücretle çalışanların oranını azaltmak olmalıdır" ifadelerini kullandı.
Erdursun'un dikkat çektiği kritik noktalardan biri de ücret dağılımındaki bozulma oldu.
Türkiye'de milyonlarca çalışanın maaşının asgari ücrete sabitlenmesi, bu tutarın fiilen bir "ortalama maaş" haline gelmesine yol açtı.
Bu tablonun doğal sonucu olarak, orta gelirin daraldığını, ücret skalasının tabana doğru sıkıştığını belirten Erdursun,
"Orta sınıfın erimesi hızlandı. Bu sadece bir ücret meselesi değil, yapısal bir ekonomi sorunudur" değerlendirmesini yaptı.
Verilere göre asgari ücret, son dokuz yılda yaklaşık 17 kat arttı. Ancak bu artışın büyük bölümü, yüksek enflasyonun yarattığı tahribatı telafi etmeye yetmedi. Özellikle 2022 ve 2023 yıllarında yapılan yüksek oranlı zamlar, alım gücündeki kaybı durdurmak için zorunlu bir müdahale olarak değerlendirildi.
2024 yılıyla birlikte yeniden yılda tek zam uygulamasına geçilmesi ise tartışmaları yeniden alevlendirdi.
Erdursun'a göre her yıl benzer tartışmaların tekrarlanması, ülkenin gerçek ekonomik sorunlarını perdelediği için daha büyük riskler barındırıyor. Uzman isim, Türkiye'nin kalıcı bir çözüm için yapısal dönüşüme ihtiyacı olduğunu vurgulayarak 6 maddelik bir reform önerisi sundu.
(İstenirse maddeleri ayrıca haber formatında detaylandırabilirim.)
Erdursun, sözlerini şu uyarıyla noktaladı:
"Türkiye artık asgari ücretin ne kadar olacağını değil, asgari ücretle çalışanların oranını nasıl düşüreceğini konuşmalıdır. Ücretin miktarı değil, sistemin kendisi tartışılmalıdır."
Türkiye'de ekonomik tartışmaların merkezinde yer alan asgari ücret, 2026 senaryoları ile yeniden gündem olurken, Erdursun'un analizleri tartışmayı farklı bir boyuta taşıdı. Uzmanı göre mesele, yalnızca rakamsal artış değil; Türkiye'nin ücret yapısının yeniden dengelenmesi ve çalışma hayatında sürdürülebilir bir model oluşturulması.