Milli Eğitim Bakanlığı'nın seçmeli ders saatlerinde yaptığı yeni düzenleme, 2025-2026 eğitim yılı öncesi ders programlarını aksatırken, binlerce öğretmenin norm fazlası olma ihtimalini gündeme getirdi. Yeni eğitim-öğretim yılına doğru geri sayım sürerken, Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) seçmeli ders saatlerinde yaptığı son dakika değişikliği, okullarda adeta bir krize neden oldu. Zorunlu hale getirilen yeni bir ders, tüm programları alt üst ederken, binlerce öğretmenin geleceği belirsizliğe sürüklendi. Öğretmenler, norm fazlası konumuna düşerek ilçe veya il dışına atanma riskiyle karşı karşıya kaldı.
Okullarda Ders Programı Alarmı: MEB'in Yeni Kararı Binlerce Öğretmeni Norm Fazlası Yapabilir
Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) 2025-2026 eğitim yılı öncesinde seçmeli ders saatlerinde yaptığı düzenleme, okullarda ders programlarının hazırlanmasını zorlaştırdı. Daha önce haftada 2 saat okutulan birçok seçmeli dersin saatleri 1'e düşürülürken, ortaokul kademelerinde "Rehberlik ve Yönlendirme" dersinin zorunlu hale getirilmesiyle dengeler tamamen değişti.
Okul yönetimleri, yeni sisteme göre ders programlarını hazırlamakta güçlük çekerken, binlerce öğretmenin norm fazlası konumuna düşme riskiyle karşı karşıya olduğu belirtiliyor.
Ders saatlerindeki azalma, özellikle branş öğretmenlerini doğrudan etkiliyor. Öğretmenlerin haftalık zorunlu ders saatlerini dolduramaması, norm fazlası durumuna düşmelerine yol açabiliyor. Bu durum, yıllardır aynı okulda görev yapan öğretmenler için büyük bir belirsizlik ve kaygı anlamına geliyor.
MEB'in uyguladığı sistem gereği norm fazlası olan öğretmenler, ihtiyaç doğrultusunda ilçeler veya iller arasında resen atanabiliyor. Bu ihtimal, aile düzenini kurmuş, öğrencileriyle bağlarını güçlendirmiş öğretmenler için ciddi bir stres kaynağı haline geldi.
Okul müdürleri ve idareciler ise adeta satranç tahtasında hamle yapar gibi hareket ediyor. Hem yeni müfredatı eksiksiz uygulamak hem de öğretmenlerin norm fazlası durumuna düşmesini engellemek için yoğun mesai harcıyorlar. Özellikle büyük şehirlerdeki kalabalık okullarda, her öğretmene yeterli ders saati oluşturmak neredeyse imkânsız hale gelmiş durumda.
Bazı yöneticiler, ders programlarını yetiştirebilmek için hafta sonlarını bile okulda geçiriyor. Ancak tüm bu çabalara rağmen ortaya çıkan belirsizlik, hem yöneticiler hem de öğretmenler için uykusuz gecelere neden oluyor.
Yeni düzenleme, eğitim camiasında farklı tartışmaları da beraberinde getirdi. Bir kesim, öğrenciler için daha dengeli ve rehberlik odaklı bir sistem oluşturulacağını savunurken; diğer kesim, öğretmenlerin iş yükü ve mesleki güvencesi üzerinde olumsuz etkiler doğuracağını dile getiriyor.
Özellikle öğretmen sendikaları, norm fazlası riskinin artırılmasına tepki göstererek, "Öğretmenler iş güvencesi kaygısı taşımadan derslerine odaklanabilmeli" çağrısında bulundu.
Sadece öğretmenler değil, veliler ve öğrenciler de bu sürecin sonuçlarını doğrudan hissedebilir. Ders programlarındaki dengesizlik nedeniyle öğrencilerin seçmeli ders tercihlerinde sınırlamalar yaşanması bekleniyor. Veliler ise çocuklarının eğitim sürecinin plansızlıktan etkilenmesinden endişe ediyor.
Uzmanlar, bu krizin kalıcı bir şekilde çözülmemesi durumunda, eğitim kalitesinin düşebileceği uyarısında bulunuyor.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın attığı adım, niyet olarak rehberlik ve yönlendirmeyi güçlendirmeyi hedeflese de sahada ciddi sorunlar doğurmuş görünüyor. Öğretmenler, yöneticiler ve öğrenciler için belirsizlikler artarken, önümüzdeki günlerde bu düzenlemenin nasıl uygulanacağı büyük merak konusu.
Eğitim camiası, hem öğretmenlerin haklarını koruyacak hem de öğrencilerin mağduriyet yaşamamasını sağlayacak kalıcı çözümler bekliyor.