Milli Eğitim Bakanlığı, Türk eğitim sistemini baştan aşağı yeniden şekillendirecek geniş kapsamlı bir reform sürecini başlatmaya hazırlanıyor. Bu dönüşümün en çarpıcı maddelerinden biri, ilkokula başlama yaşının yeniden tanımlanması olarak öne çıkıyor.
Yeni eğitim modeli, temel olarak sınıflardaki akademik uyumu artırmayı ve öğrencilerin gelişim düzeylerinin birbirine daha yakın olduğu gruplarda eğitim görmelerini sağlamayı amaçlıyor. Mevcut uygulamada, zorunlu kayıt için 72 ay sınırı bulunmasına karşın, velilerin tercihiyle 66 aylık çocukların okula başlayabilmesi veya 84 aya kadar erteleme hakkının kullanılması, bir sınıftaki çocuklar arasında 18 ayı bulan dikkate değer bir yaş farkı yaratıyordu. Bakanlık, bu geniş aralığı daraltarak eğitimin verimliliğini yükseltmeyi planlıyor.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, katıldığı bir televizyon programında konuya ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Bakan Tekin, eğitim camiasının bu büyük yaş farkını özellikle birinci sınıfta ciddi bir problem olarak gördüğünü belirtti. Bu durumun, akran zorbalığı gibi sosyal ve pedagojik sorunları tetikleyebileceğine dikkat çeken Bakan, bu sorunun çözümü için okula başlama yaş limitlerinde yakın zamanda köklü bir düzenlemeye gidileceğinin sinyalini verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sunulması beklenen bu reform paketi, yalnızca ilköğretimi kapsamıyor. Planlar arasında, zorunlu lise eğitim süresinin kısaltılması da bulunuyor. Ayrıca, Liselere Giriş Sınavı (LGS) sistemi de bir yenilikle karşılaşıyor: öğrencilerin sosyal projelere aktif katılımlarına yönelik ek puan uygulaması getirilmesi hedefleniyor. Bu hamleyle, öğrencilerin sadece akademik başarıları değil, toplumsal sorumluluk ve sosyal gelişimleri de teşvik edilmiş olacak.