Yaz döneminin yoğun tayin maratonu sona ererken, binlerce öğretmen şimdi de gözünü Milli Eğitim Bakanlığı'na (MEB) çevirmiş durumda. Aile birliğini sağlamak isteyen eğitimciler, ikinci bir eş durumu ataması için umutla bekliyor. Ancak bu beklentinin gerçekleşme ihtimali oldukça düşük görünüyor. Peki, öğretmenlerin bu ısrarlı talebinin ardında yatan nedenler neler? MEB, bu çağrılara neden mesafeli yaklaşıyor?
Milli Eğitim Bakanlığı, geride bıraktığımız yaz döneminde il içi ve il dışı tayinlerle öğretmenler için son yılların en hareketli atama dönemlerinden birini yaşattı. Öyle ki, öğretmenlerden gelen yoğun talep üzerine ikinci bir il dışı atama dahi yapıldı. Bu dinamik süreç, binlerce öğretmenin eş durumu ataması için de beklentiye girmesine neden oldu. İlk özür grubu atamalarında tayin hakkı kazanamayan veya çeşitli nedenlerle başvuru yapamayan eğitimciler, aile bütünlüğünü sağlamak adına Bakanlıktan ikinci bir şans verilmesini talep ediyor.
Öğretmenlerin bu talebi, yaz döneminde uygulanan kapsamlı il emri kararıyla daha da güçlendi. Bu karar sayesinde birçok öğretmen eşine kavuşmuş olsa da, hizmet süresini dolduramayan ya da teknik aksaklıklar nedeniyle atanamayan eğitimciler için mağduriyetler devam etti. Bu durum, ikinci bir eş durumu atamasının gündeme gelmesi yönündeki umutları pekiştirdi.
Ancak ikinci bir eş durumu atamasının önünde iki büyük engel bulunuyor. İlki, kontenjan sorunu. İlk özür grubu atamaları ve il emri uygulaması sonrasında, özellikle büyükşehirler olmak üzere birçok ildeki kontenjanlar neredeyse tamamen dolmuş durumda. Boş norm kadro bulmak, popüler şehirlerde imkansız hale geldi.
İkinci önemli engel ise zamanlama. Yeni eğitim-öğretim yılının başlamasına çok az bir süre kala yeni bir tayin takvimi açmak, okulların planlamasını ve düzenini ciddi şekilde bozma riski taşıyor. MEB yetkilileri, eğitim sürecinde kesinti yaşanmaması ve mevcut programların aksamaması için bu dönemde yeni bir atamanın zor olduğunu belirtiyor.
Öğretmenler ve sendikalar, aile birliğinin anayasal bir hak olduğunu vurgulayarak taleplerini yüksek sesle dile getiriyor. Sosyal medyada başlatılan kampanyalar ve sendikaların açıklamaları, MEB üzerinde önemli bir baskı oluşturuyor. Eğitim camiası, bu konuda bir an önce yeni bir düzenleme yapılmasını bekliyor.
Mevcut duruma bakıldığında, bu eğitim-öğretim yılı içinde ikinci bir eş durumu atamasının yapılması pek olası görünmüyor. Ancak öğretmenlerin ve sendikaların baskıları devam ederse, önümüzdeki yıllarda özür grubu atamalarına ek düzenlemeler yapılabileceği ihtimali de göz ardı edilmiyor.