Temmuz ayında yapılan zamla birlikte öğretmenlerin ek ders ücretleri artış göstermişti. Ancak gelir vergisi dilimindeki yükseliş, bu artışı gölgeledi. %20'lik vergi dilimine geçen öğretmenler, aylık bazda yaklaşık 3 bin TL kayıp yaşarken, birçok öğretmen fazla derse girmekten vazgeçmeye başladı. Temmuz ayında yapılan maaş zammıyla birlikte ek ders ücretleri artan öğretmenler, yılın ikinci yarısında beklemedikleri bir şok yaşadı. Gelir vergisi dilimlerinin yükselmesi, ek ders ücretlerinin önemli bir kısmının kesilmesine neden olurken, birçok öğretmenin motivasyonunu düşürdü ve ders saatlerini azaltmaya yöneltti.
Öğretmenlerin Ek Ders Ücretleri Vergi Dilimine Takıldı: Aylık Kayıp 3 Bin TL'yi Buldu
Temmuz ayında memur maaşlarına yapılan artış, öğretmenler için ek ders ücretlerine de yansıdı. Saatlik ek ders ücreti brüt 163 TL'ye yükselince, pek çok öğretmen bu artışı bir nebze de olsa nefes alma fırsatı olarak gördü. Ancak kısa süre içinde, gelir vergisi dilimlerindeki değişiklik öğretmenlerin maaşlarına olumsuz yansıdı.
Öğretmenlerin önemli bir kısmı, yılın ikinci yarısıyla birlikte %15'lik vergi diliminden %20'lik dilime geçti. Bu durum, brüt olarak artan ek ders ücretlerinin net kazanca aynı şekilde yansımamasına neden oldu.
Vergi kesintileri sonrası öğretmenlerin eline geçen saatlik ek ders ücretleri şu şekilde güncellendi:
Brüt ücretteki artışa rağmen, vergi dilimindeki değişiklik net rakamları önemli ölçüde düşürdü. Öğretmenlerin çoğu, "maaşlarımız artıyor gibi görünüyor ama elimizde kalan para her geçen gün azalıyor" diyerek tepkilerini dile getiriyor.
Öğretmenler için ek ders gelirleri, aylık bütçenin en önemli kalemlerinden birini oluşturuyor. Haftada ortalama 30 saat derse giren bir branş öğretmeni, ayda yaklaşık 92 saat ek ders ücreti alıyor. Yeni düzenleme sonrası bu öğretmenlerin eline geçen ücret şöyle şekillendi:
Eğer öğretmenler yıl boyunca %15'lik vergi diliminde kalabilseydi, aynı ders yükü karşılığında 14.996 TL alabileceklerdi. Bu da aylık yaklaşık 3 bin TL'lik kayıp anlamına geliyor. Yıllık hesaplandığında ise, öğretmenlerin ek ders kazançlarında 36 bin TL'ye varan bir düşüş söz konusu oluyor.
Yaşanan bu tablo, öğretmenlerin motivasyonunu olumsuz etkiliyor. Eğitim camiasında yapılan değerlendirmelere göre, birçok öğretmen artık zorunlu ders saati olan 21 saatin üzerinde derse girmeyi istemiyor. Çünkü fazla ders yükü, vergi dilimine daha hızlı geçilmesine yol açıyor ve öğretmenin eline geçen net ücret azalıyor.
Bu durum, özellikle branş öğretmenlerinin ders yükünü hafifletmeye yönelmesine sebep oluyor. Eğitim sendikaları, bu gidişatın ders planlamalarında aksaklıklara yol açabileceğini ve öğrencilere yansıyabilecek olumsuzluklar doğurabileceğini dile getiriyor.
Öğretmenler, ek ders ücretlerinde yaşanan düşüşün yanı sıra, maaşların da gerçek enflasyon karşısında eridiğini belirtiyor. Temmuz ayında yapılan zamların, yüksek vergi kesintileri ve artan yaşam maliyetleri sebebiyle kâğıt üzerinde kaldığını söyleyen öğretmenler, "Ek ders ücretimiz artsa da elimizde kalan aynı, hatta daha düşük. Bu şartlarda motivasyonumuzu korumamız çok zor" değerlendirmesinde bulunuyor.
Eğitim sendikaları, öğretmenlerin vergi diliminden kaynaklı kayıplarının telafi edilmesi gerektiğini vurguluyor. Çözüm önerileri arasında;
Sendikalar, bu adımların hem öğretmenlerin ekonomik kaygılarını azaltacağını hem de eğitim sisteminin daha sağlıklı işlemesine katkı sağlayacağını savunuyor.
Özetle, Temmuz ayında yapılan zam ilk başta öğretmenlerin yüzünü güldürmüş olsa da, yılın ikinci yarısında vergi dilimi nedeniyle bu sevinç kısa sürdü. Kadrolu ve sözleşmeli öğretmenlerin ek ders gelirlerinde ciddi kayıplar yaşandı. Öğretmenler, hem hak kayıplarının giderilmesini hem de motivasyonlarını olumsuz etkileyen bu uygulamanın gözden geçirilmesini bekliyor.
Eğitim sendikaları ise bu duruma sert tepki gösteriyor. Birçok sendika, yıllardır gündemde olan "öğretmenlerin vergi diliminde mağduriyet yaşaması" sorununun çözüme kavuşturulmadığını belirtiyor.
Eğitim-Bir-Sen yöneticileri, "Ek ders ücretleri öğretmenler için önemli bir gelir kaynağı. Vergi dilimindeki bu adaletsizlik çözülmeden öğretmenler sürekli kayıpta olacak. Çözüm için irade gerekiyor" açıklamasında bulundu.
Eğitim-Sen temsilcileri ise, "Vergi dilimleri yeniden düzenlenmeli, öğretmenlerin ek ders gelirleri ya vergiden muaf tutulmalı ya da en azından düşük oranda vergilendirilmeli" görüşünü savundu.
Maliye uzmanları da vergi dilimlerinin çalışanlar üzerinde yarattığı yükü uzun süredir tartışıyor. Ekonomistlere göre, gelir vergisi dilimleri güncellenmediği için çalışanlar yılın ikinci yarısından itibaren hızla üst dilimlere geçiyor. Bu da maaşlarda artış değil, tam tersine azalışa sebep oluyor.
Bir uzman bu durumu şöyle özetliyor:
"Vergi dilimlerinin enflasyona göre güncellenmemesi, çalışanların maaş artışlarını silip süpürüyor. Bu sadece öğretmenlerin değil, bütün kamu çalışanlarının ortak sorunu."
Öğretmenler, Temmuz ayında yapılan artışın ardından gelir vergisi dilimine takılarak aylık ortalama 3 bin TL, yıllık ise 30 bin TL'den fazla kayıp yaşıyor. Bu durum, ek ders almak istemeyen öğretmen sayısını artırırken, eğitim sendikalarının da en önemli gündem maddesi haline gelmiş durumda.
Öğretmenler şimdi çözüm bekliyor: Vergi dilimlerinin yeniden düzenlenmesi, ek ders ücretlerinin vergiden muaf tutulması ya da en azından daha adil bir sistemin kurulması.
Gelir vergisi dilimindeki artış, öğretmenlerin ek ders ücretlerinde ciddi bir düşüşe neden oldu. Temmuz ayında yapılan maaş zammı, vergi kesintileriyle etkisini yitirirken, öğretmenlerin aylık gelirleri binlerce lira azaldı. Bu durum, eğitim sisteminde motivasyon ve ders yükü açısından yeni sorunları beraberinde getiriyor.
Sizce ek ders ücretlerinde yaşanan bu düşüş, öğretmenlerin ders yükünü ve eğitim kalitesini nasıl etkiler? Vergi dilimi uygulamasında daha adil bir sistem mümkün mü?
Görüşlerinizi belirtiniz. Eğitimde sesinizin duyulması için yorumlarınızı bekliyoruz.