Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) bünyesindeki proje okullarına yapılan öğretmen atamalarına yönelik kritik bir yargı süreci, Erzurum Bölge İdare Mahkemesi'nin kararıyla sonuçlandı. MEB'in, Ağrı İdare Mahkemesi'nin verdiği "yürütmeyi durdurma" kararına yaptığı itiraz, üst mahkeme tarafından oy birliğiyle reddedildi. Bu nihai karar, liyakat şartlarını sağladığı halde kendi okuluna yeniden atanmayan Türk Eğitim Sen üyesi öğretmenin davasını kesinleştirdi ve benzer durumda olan diğer öğretmenler için emsal niteliğinde bir hukuki kazanım oldu.
MEB'in Proje Okulu Atama Kararına Mahkemeden Emsal Nitelikli Ret: Öğretmen Haklı Bulundu
Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) proje okullarına yapılan öğretmen atamalarıyla ilgili uzun süredir devam eden kritik bir yargı süreci sonuçlandı. Bir öğretmenin kendi okuluna yeniden atanmasını engelleyen bakanlık kararına ilişkin açılan davada, Erzurum Bölge İdare Mahkemesi, MEB'in itirazını kesin olarak reddetti.
Bu kararla birlikte, yerel mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı da kesinleşmiş oldu. Karar, öğretmen atamalarında liyakat, eşitlik ve hakkaniyet ilkeleri açısından emsal nitelik taşıyor.
Süreç, Türk Eğitim Sen üyesi bir öğretmenin, görev süresi sona erdikten sonra gerekli tüm şartları taşımasına rağmen kendi proje okuluna yeniden atanamaması üzerine başladı.
Öğretmen, ilgili mevzuatta öngörülen koşulları eksiksiz yerine getirdiğini, hizmet süresi, performansı ve başarı kriterleri açısından yeniden atanmayı hak ettiğini belirterek, yapılan işlemin iptali istemiyle dava açtı.
Dava sonucunda Ağrı İdare Mahkemesi, öğretmeni haklı buldu ve "yürütmenin durdurulması" kararı verdi. Ancak MEB, bu karara itiraz ederek dosyayı Erzurum Bölge İdare Mahkemesi'ne taşıdı.
Erzurum Bölge İdare Mahkemesi, Milli Eğitim Bakanlığı'nın itirazını inceledikten sonra, yerel mahkemenin kararında hukuka aykırılık bulunmadığına hükmetti.
Mahkeme, Bakanlığın atama sürecinde eşitlik ve liyakat ilkelerini ihlal ettiğini belirterek, itirazı oy birliğiyle reddetti. Böylece Ağrı İdare Mahkemesi'nin yürütmeyi durdurma kararı kesinleşti ve öğretmenin kendi okuluna yeniden atanmasının önü açıldı.
Türk Eğitim Sen tarafından yapılan açıklamada, bu kararın yalnızca bireysel bir kazanım olmadığı, aynı durumda bulunan yüzlerce öğretmen için emsal teşkil ettiği vurgulandı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Bu karar, proje okullarında görev süresi sona eren ancak tüm şartları sağlamasına rağmen yeniden atanmayan öğretmenlerimiz için önemli bir yargı kazanımıdır. MEB'in atama politikalarında daha adil, şeffaf ve objektif bir sürece ihtiyaç duyulduğu bu kararla bir kez daha ortaya çıkmıştır."
MEB'in "proje okulları" uygulaması, eğitimde kaliteyi artırma hedefiyle hayata geçirilmiş olsa da, son yıllarda öğretmen atamalarında yaşanan usulsüzlük iddiaları ve liyakat tartışmaları gündemden düşmüyor.
Öğretmen sendikaları, bu okullarda görev süreleri dolan öğretmenlerin yeniden atanma süreçlerinde keyfî uygulamalara maruz kaldığını, bazı atamalarda objektif değerlendirme kriterlerinin göz ardı edildiğini savunuyor.
Yargıdan gelen bu son karar, bu eleştirileri haklı çıkaran bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Eğitim camiası, alınan kararı "adaletin tecellisi" olarak yorumlarken, uzmanlar da bu kararın MEB'in gelecekteki atama süreçlerinde belirleyici etkiler yaratacağını öngörüyor.
Eğitim yönetimi alanında görev yapan akademisyenler, "Bu karar, öğretmenlerin mesleki güvenliğini güçlendirirken aynı zamanda idarenin işlem denetimi üzerinde yargının etkisini bir kez daha göstermiştir." değerlendirmesinde bulunuyor.
Erzurum Bölge İdare Mahkemesi'nin kararıyla birlikte, öğretmenin haklılığı yargı nezdinde tescillenmiş oldu. Bu karar, eğitim yönetiminde liyakat, adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerinin korunması gerektiğine dair önemli bir hatırlatma niteliği taşıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın ise karar doğrultusunda yeni bir düzenleme yapıp yapmayacağı önümüzdeki süreçte netleşecek.